Kimilerine göre fırsatçı kimilerine göre öncü…
Hayat kurtaran birçok ilacın kopyalarını oluşturarak özellikle AIDS hastaları için orijinalinin en az üçte biri fiyatlara piyasaya süren, bazılarının tersine mühendislikte bir dahi olarak nitelendirdiği Hindistan firması Cipla’nın sahibi Yusuf Hamied, kimilerine göre hayat kurtaran bir kahraman, kimilerine göre ise bir fırsatçı…
Ucuz ilaç Hindistan’da büyük bir iş alanı ve bu alanda kıyasıya bir rekabet yaşanıyor. Ülkenin ilaç firmaları jenerik (orijinalin kopyası) ürünler geliştirerek fiyatları düşürürken bu firmalardan özellikle bir tanesi -Cipla- büyük tartışmalar yarattı. Cipla’nın sahibi Yusuf Hamied’in dünyadaki en başarılı ilaçların jenerik versiyonlarını üretip fiyat kırarak düşük gelirliler için reform yaratan bir öncü mü, yoksa bir fırsatçı mı olduğu hakkında çeşitli görüşler var. Hamied’i destekleyenlere göre o, bu ilaçların alınabilmesini sağlayarak sayısız insanın hayatını kurtardı. sömürerek karlarını artıran bir fırsatçı.
Financial Times Magazine’de yer alan “The Man Who Battled Big Pharma” (Büyük İlaç Firmalarına Savaş Açan Adam) başlıklı yazıda “Batılı firmalar tarafından geliştirilmiş ilaçların ucuz kopyalarını yaparak hayat kurtarırken birçok güçlü düşman da ediniyor” deniliyor.
Tersine mühendislikte dahi
1936 yılında Litvanya’da doğan Hamied’in babası Müslüman, annesi ise Yahudi. Her ne kadar ilaç endüstrisini taktikleri ile böldüyse de Hamied, çok zeki ve parlak bir kimyager olarak biliniyor. Babasının bu alandaki tutkusunu paylaşan Hamied, Tersine mühendislikte dahi
1936 yılında Litvanya’da doğan Hamied’in babası Müslüman, annesi ise Yahudi. Her ne kadar ilaç endüstrisini taktikleri ile böldüyse de Hamied, çok zeki ve parlak bir kimyager olarak biliniyor. Babasının bu alandaki tutkusunu paylaşan Hamied, Cambridge Üniversitesi’nde doktorasını tamamladıktan sonra aile şirketine katılmak üzere Bombay’a geri dönmüş. Daha önceleri Hamied ile çalışmış olan ve bugün Birleşmiş Milletler’in Delhi’deki AIDS programını yürüten Denis Broun “Kimyaya karşı müthiş bir tutkusu var ve tersine mühendislikte bir dahi” diyor. Diğer şirketlerin patentli ilaçlarının süreçlerini analiz etme yeteneğini ve onları daha verimli bir şekilde üretme yolları üzerindeki çalışmalarını örnek göstererek şunları söylüyor: “Çok iyi bir hafızaya sahip ve her ürünün girdi fiyatlarını biliyor.”
Gitmek istediğim her yol kapalıydı
Ancak Hamied, Hindistan’a geri döndüğünde sahip olduğu yetenekleri hayata geçirebileceği bir platformla karşı karşıya kalmamış. “1960’da geri geldiğimde adeta suratıma bir tokat yedim. Gitmek istediğim her yolun kapalı olduğunu gördüm” diyor. İngilizler tarafından 1911’de getirilmiş olan Patent Kanunu’nun yerel ilaç üretiminin gelişmesini engellediğini ve ithal edilen ilaçların genellikle Avrupa’deki fiyatların çok üzerinde fiyatlarla piyasaya sürüldüğünü ifade eden Hamied, Batılı ilaç firmalarının yerel temsilcileri ile ürünlerini üretmek için izin almak üzere görüştüğünde olumsuz hatta oldukça sert yanıtlar almış.
“Monopole karşıyım”
Hamied, bir sonraki yıl yerel üreticilerin çalışmalarının desteklenmesi için patent rejiminin zayıflamasını amaçlayan Hindistan İlaç Üreticileri Derneği’nin kurulmasında yer almış. Ancak asıl kırılma noktası bundan 10 yıl sonra üyelerinin durumlarını Hindistan Başbakanı Indria Gandhi’ye anlatmaları ile yaşanmış. Hamied, “O sıralar, Cipla’nın kalp ilacı satılamıyordu, ancak Gandhi’ye bu ilacın hayat kurtardığını anlattık ve ‘neden patent sahibi derimizin rengini sevmiyor diye bu ilacı satamıyoruz’ diye sorduk. Bir hafta içerisinde ilacın piyasaya çıkması için izin verildi” diyor. Patentlere karşı olmadığını ancak Hindistan’ın mali gücünün bunlara yetmeyeceğini ve monopollere karşı olduğunu vurgulayan Hamied, “Dünya için bir üçüncü dünya çözümü geliştirdik, bu bize çok büyük bir tatmin duygusu veriyor. Her yıl ortaklarımıza insanlığa katkıda bulundukları için mutlu olmaları gerektiğini söylüyorum” şeklinde konuşuyor.
Yorum: Geçtiğimiz yıllarda gelişmekte olan ekonomisini koruyabilmek amacıyla uluslararası patent antlaşmalarına karşı gelerek, Anti-HIV ilaçlarını Hindistan’dan getirtmeye başlayacağını açıklayan Brezilya’nın bu tutumu, pek çok büyük ilaç firmasının tepkisini çekmişti. Hemen ardından uygunsuz koşullarda üretilen bu ilaçların tedaviye direnç gelişmesi riskini artıracağı yönünde açıklamalar yapılmaya başlanmıştı. Ancak sonunda, dünyanın en önde gelen ilaç üreticilerinden Abbot firması, bu ülkeye ithal ettiği Antiretroviral ilaç fiyatları üzerinde en az %30’luk bir indirim uygulayacağının sözünü vererek Brezilya’yı kararından son anda caydırmayı başarmıştı. Hindistan ise, patentsiz olarak üretmeyi sürdürdüğü o düşük maliyetli anti-HIV ilaçlarına müşteri bulmakta hiçbir zaman sıkıntı çekmedi..