…Şimdi çünkü, 30 yıl geçmesine rağmen HIV için hâlâ kesin bir tedavi yöntemi ve yeterli politikalar, yeterli sosyo-sağlık yardımı, herkes için erişilebilir ilaç ve teşhis imkânı ve HIV damgalamalarına karşı yeterli bir hak savunuculuğu mekanizması yok.
…Şimdi çünkü, 1990’lı yıllarda antiretroviral tedavilerin ortaya çıkışıyla başlayan iyimserlik, virüsün ilaçlara karşı direnç geliştirebilmesi ve yaşlılarda görülen bağışıklık sistemi (immün aktivasyon) ve kardiyovasküler, nörolojik, böbrek, karaciğer ve tümör kaynaklı hastalıkların ortaya çıkmasıyla gittikçe azalıyor.
Bu nedenle HIV enfeksiyonu henüz tam olarak “tedavi edilebilir” olarak tanımlanamıyor. En nihayetinde, hem işleyişini anlamak, hem de kliniksel bir tedavi bulunana kadar, ölümleri kontrol altına almak için bilimsel araştırmayı desteklemeliyiz.
…Şimdi çünkü, henüz bir çare olmadığı gerçeğine rağmen, antiretroviral tedavinin virüsün ölümlerin azalmasına, yayılıma ve AIDS tablosuna geçişi azaltmada etkili olduğu kanıtlanmıştır.
İşte bu sebeplerle, şimdi ve daha fazlası için, İtalya, HIV / AIDS’le mücadelenin Birleşmiş Milletler ve hükümetler tarafından taahhüt edilen Binyıl Kalkınma Hedefleri’nde altıncı hedefe ulaşması için katkıda bulunmalıdır.
HIV/AIDS’E YÖNELİK İTALYAN SİVİL TOPLUM FORUMU
“1981-2011: Salgının başından itibaren 30 yıldır, HIV enfeksiyonu hala ülkemiz için bir öncelik mi?”, 12 Temmuz 2011, 6. IAS Konferansı’nda HIV Patojeni, Tedavi ve Önleme (Roma, 17-20 Temmuz 2011)
Aşağıdaki beyanda uyacağı kuralları taahhüt etmektedir.
ÖNCÜLLER
İtalya’da bir epidemiyolojik çerçevesi: Ülkemizde yeni kurulan HIV salgını izleme sistemi 2009 yılında 100.000 İtalyan içinde tanı alan 4,5 yeni vaka, 100.000 yabancı içinde tanı alan 22,5 yeni vaka göstermektedir. Medyan yaşı kadınlarda 35, erkeklerde ise 39’dur. Enfeksiyon insidansı kuzeyde güneye ve adalara oranla daha yüksektir. Cinsel yolla bulaşan enfeksiyon vakaları 2009 yılında yüzde 80.1 artış gösterdi.Yeni tanı konmuş kişilerin üçte birinde, hastalık ileri evrede, ya da (lenfositler T CD4 sayısı 200 hücre / mcL sayısı’den az), bağışıklık sistemi önemli ölçüde tehlikeye girmiş durumdaydı. İtalya’da 143.000 – 165.000 kişinin HIV ile yaşadığı tahmin edilmektedir, 22.000’den fazla kişi AIDS statüsündedir. HIV ile yaşayan kişilerin dörtte birinin serolojik durumu bilinmemektedir.
Dünyanın epidemiyolojik çerçevesi: UNAIDS (HIV / AIDS Birleşmiş Milletler Programı), 2010 yılı sonunda, dünya çapında HIV ile yaşayan 34 milyon insan olduğunu tahmin ediyor. 2009 yılında 2.6 milyon yeni vaka kaydedildi; Sahra-altı Afrika 1.8 milyon (enfekte olmuş kadın oranı erkeklerinkinden fazla) yeni vaka ile en yüksek orana sahip. 2003 yılında sadece 400.000 kişi tedaviye erişebiliyorken 2010 yılı sonlarında bu oran 6 milyon kişiye ulaştı.İlk kez, 2009 yılında anneden çocuğa HIV geçmesini önleme hizmetlerinin kullanımı yüzde 50 oranında arttı.
Enfeksiyon durdurma tamamen ortadan kaldırılması anlamına gelmez!: HIV’nin keşfinden yaklaşık 30 yıl sonra, yatırımlar ilk gerçek sonuçlarını vermeye başladı: Antiretroviral tedaviye erişim artmış ve virüsün anneden bebeğe geçmesini azaltmaya yönelik önemli atılımlar yapılmış, yeni bulaşı oranı düşmüş ve bir istikrar noktasına doğru ilerlenmiştir. Bununla birlikte, bu veriler konsolide değildir.
HIV federalizm çağında, İtalyan anayasasının 5. başlığından sonra sağlık ve sosyal politika:Vatandaşların temel haklarının güvence altına alınması için İtalyan sistemi Anayasamız ve İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi tarafından yaptırıma bağlanmıştır. Bu ilkelerin gücüyle Parlamentomuz, her vatandaşın onurunu ve sağlık haklarını korumaya yönelik yasaları onaylamıştır. Anayasanın 5. başlığındaki reform, bölgesel ve yerel sağlık otoritelerine yeni bir rol vermiştir. Söz konusu durumla ilgili olarak hükümetimiz tarafından alınan mali tedbirlerin diğer AB ve OECD ülkeleri ortalamasının altında olması sebebiyle endişemizi bir kez daha ifade etmek istiyoruz. Sağlık ve sosyal politika ülkenin gelişimi için bir maliyet olarak değil bir yatırım olarak görülmelidir. “Yarını kurtarmak için bugünden sağlık sektörüne yatırım”, sağduyulu bir hükümetin tutumu olmalıdır. Ancak federalizm çağında mali kesintiler sebebiyle, bölgesel ve yerel yönetimlerin HIV önleme ve bakımı için tüm vatandaşların haklarını koruyan ve salgınla mücadele eden sağlık ve sosyal politikaları kapsayacak bir yasa taslağı yok.
BEYANNAME
- 10 Haziran 2011 Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun politik beyanı doğrultusunda HIV ile mücadelenin 2015 yılına kadar bir öncelik haline getirilmesini talep ediyoruz:Bu, ulusal ve uluslararası düzeyde yeterli ekonomik kaynakların tahsisi anlamına gelir ve ulusal düzeyde, bugüne kadar zayıf ve yetersiz olan HIV / AIDS ile ilgili acil sağlık hizmetleri ve kurumsal politikalar yeniden değerlendirilmelidir.
- İdeolojik önyargılara dayalı olmayan insan haklarını, açık ve bilimsel kanıtlara dayalı istihdam stratejileri talep ediyoruz.
Ulusal müdahale ile ilgili olarak, İtalya’da HIV enfeksiyonunu durdurmak için acil önlemler almak adına ulusal ve yerel kurumlara (bölgeler, iller ve kentler) ve siyasi karar vericilere çağrıda bulunuyoruz.
Önleme politikaları: Bu yeni yıl enfeksiyonlarının sayısını sıfırlama hedefine ulaşmak için ürettiği sonuçlarla birlikte son birkaç yıldır İtalya’da tanınan kamu önleme kampanyalarının süreksizliği ve etkisizliği ile birlikte ele alınmalarını istiyoruz. Bu tespitten hareketle, nüfus gruplarına göre değişen önleme kampanyaları yapmaya başlıyoruz. Grupları karakterize etmek için kullanılan terminolojiye dikkat edilmeli ve önleme araçları (“kondom”, “HIV Testleri”, “Terapi”) belirli referanslar ve yeterli bir dil ile anlatılmalıdır.Özellikle, HIV enfeksiyonunun önlenmesi “biyo-psiko-sosyal müdahale” olarak anlaşılabilir. Bu nedenle, HIV damgalanmasına karşı ve etkilenen kişilerin korunmasına yönelik daha geniş bir düzenleyici bir müdahale gerekmektedir. Özellikle:
- MSM nüfus (erkeklerle seks yapan erkekler) için önleyici müdahale Mancino Yasası’nın işaret ettiği homofobi ile mücadelede birlikte ele alınmalıdır. Toplumsal bağlamda homofobi ve LGBT kişilere karşı önyargılara karşı harekete geçilmelidir.
- Mahkûmlar, göçmenler, madde bağımlıları, seks işçileri gibi en savunmasız gruplar için önleme, müdahale ve HIV testlerine, tedaviye erişimi sağlamak için her türlü engelin ortadan kaldırılması için stratejiler gerekmektedir. Zarar ve risklerin azaltılması diğer ülkelerde de denenmiş İtalya’da da kendi içinde olumlu sonuçlar gözlemlenmiştir.Ayrıca gözaltına alma gibi kriminalize tedbirlerin askıya alınmasına yönelik siyasi düzeyde karar alınmasını talep ediyoruz. HIV virüsü taşıyan kişilerin hastalığına bağlı kritik klinik ve/veya zayıflatıcı özellikleri gösteren tanımlar, sivil toplumun doğrudan katılımı ile uygun bir forum tarafından tanımlanmış olmalıdır.
Damgalama ve Ayrımcılıkla Mücadele Politikaları –Yetkili kurumlar, Hasta Avukatlık Grupları, sendika temsilciliği ve sanayiciler ile birlikte bir program kurularak sağlık hizmetleri kapsamında işyerlerinde, HIV ile yaşayan insanların sık sık kurbanı olduğu damgalanma, ayrımcılık ve mobbing’e yönelik bilgi / eğitim verilmelidir.
Gizlilik Garantisi –HIV enfeksiyonu (kanun 135/1990, D.lgs 196/2003) ile ilgili özel tıbbi verilerin korunmasına ilişkin normların sık ve ciddi ihlaline ve çalışma ve sağlık hizmetlerinden yararlanmaya yönelik yapılan ihlallere karşı mevcut yasalara saygılı olunmasını talep ediyoruz.
İlaç ve Teşhis –Ülkenin farklı bölgelerinde eşitsiz bir şekilde yaşayan kişiler için eşit bir sağlık sistemi içinde ulusal bir koordinasyon planı ile ilaç ve teşhis erişimi için çare bulunmasını talep ediyoruz. Özellikle tüm bölgelerde ulusal sağlık merkezleri ile kişisel yardım merkezleri kurulmasını, tartışmasız “antiretroviral ilaçların kullanımı ve yönetimi konusuna yönelik İtalyan Kuralları HIV-1″in referans alınmasını talep ediyoruz. Ayrıca tüm vatandaşların anayasal haklarını garanti altına alan, ülke genelinde HIV için eşit ve ücretsiz bir teşhis politikası onaylanmasını talep ediyoruz.
Uyuşturucu ile Mücadele Politikası –Uyuşturucuya karşı ulusal politikalar yapılmalıdır, bir kez daha “Viyana Bildirgesi” olarak adlandırılan AIDS konusunda son dünya konferansında (XVIII YDK, 2010) resmi bildiriminde belirtilen etkinliğinin doğrulanmasını talep ediyoruz. Bu, HIV etkisi ve aralarındaki ilişkinin içine konulan uyuşturucu karşıtı politikalar üzerine tartışmayı yeniden açıyor ve ilaç tüketicilerine karşı baskıcı yaklaşımı doğruluyor. Kullanıcıların HIV, HCV STD’nin önlenmesine yönelik araçlara ulaşımı gittikçe zorlaşıyor. Bu sebeple mevcut yasal politikanın (Fini / Giovanardi L.49/2006) gözden geçirilmesini talep ediyoruz.
Finansman Araştırması – 1980’lerin sonunda uygulamaya konulan AIDS Araştırma Ulusal Programı’nın Sağlık Bakanlığı tarafından büyük ölçüde azaltılmış ve ertelenmiş fonlarının HIV ile mücadeleye yönelik sürekli ve yeterli finansman ile bir kez daha yapılandırılmasını talep ediyoruz.Ayrıca, özel ve önemli finansman biçimlerinin HIV’e karşı mücadelede işlerini, dünyanın en iyileri arasında gösterilen araştırmacılar tarafından denetlenmesini talep ediyoruz.
Uluslararası müdahale ile ilgili olarak, Birleşmiş Milletler tarafından onaylanan Binyıl Kalkınma Hedefleri arasında altıncı hedefe ulaşmak amacı ile hükümeti sınırlı imkânı olan ülkelerde HIV’e karşı mücadelede etkin bir şekilde katkıda bulunmaya çağırıyoruz.
AIDS, Tüberküloz ve Sıtma ile Mücadeleye Yönelik Küresel Fon – İtalya’nın katkılarının ödenmesi için 2009-2010 yılları için 260 milyon dolar ve ek olarak 30 milyon dolar L’Aquila kentinde düzenlenen G8 Zirvesi’nde Başbakan Silvio Berlusconi’nin söz vermesini talep ediyoruz.Ayrıca İtalya’nın üç yıllık dönem 2011-2013 için Küresel Fon, mali yükümlülüklerini yenilemesini talep ediyoruz.
GSYİH parçası hedef –İtalya’nın 2015 yılına kadar Geliştirme Kamu Yardım GSYİH’sının yüzde 0,7’sini hedefe ulaşmak için ayırmasını talep ediyoruz.Sanayileşmiş ülkeler bu hedefe ulaşmak için çabalarını artırmalılar, yoksa UNGASS 2011’de belirtilen salgına karşı mücadelede Binyıl Kalkınma Hedefleri’ne ulaşmak imkânsız olacaktır. Özellikle İtalya, şu anda Avrupa Binyıl Kalkınma Hedefleri’ne ulaşmadaki açığın yüzde 38’inden sorumlu. İtalya bu tehlikeli gidişatı değiştirmelidir.
HIV / AIDS ve sağlık sistemlerinin güçlendirilmesi –Bütün sağlık sistemlerinin güçlendirilmesini ve çalışan ile entegre hasta merkezli bir tedavi yöntemini talep ediyoruz. Hükümet tarafından sürekli sınırlı kaynaklara sahip ülkeler AIDS ile mücadeleye müdahale ile ilgili salgın önleme, tedavi, bakım ve destek paketi, uluslararası standartlara uygun verimlilik düzeyinde bir konuma getirilmelidir.
İtalyan varlığı ve sivil toplum katılımı – HIV / AIDS konulu uluslararası randevulara İtalya’nın aktif ve sistematik katılımını sağlayacak bir kurumsal yapı oluşturulmasını ve milletimizin sivil toplum tarafından bu yapıya katılımının sağlanmasını talep ediyoruz.