Bahar şenlikleri kapsamında 68 Mayıs tarihleri arasında, AEGEE- (Avrupa Öğrencileri Forumu) ve Ankara İnsan Hakları Proje Grubu ile Orta Doğu Teknik Üniversitesinde Yaşayan Kütüphaneyi gerçekleştirdi. Türkiyede ilk olarak Barışa Rock festivalinde uygulanan proje, her bir insanın kitap olduğu ve istenen kişi tarafından okunduğu bir kütüphaneyi kapsıyor. Bu kitaplar, toplumda bir şekilde genellemelere maruz kalan, ayrımcılığa ya da insan hakları ihlaline uğramış insanlardan oluşuyor. Yaklaşık 25 kitap ve 370 okur ile gerçekleşen proje, yaşayan kitapların deneyimlerini insanlarla paylaşarak, toplumda yerleşmiş önyargılara ve ayrımcılığa, bunların getirdiği sorunlara değindi. HIV ile yaşamı anlatmak için 2 arkadaşımız da HIV pozitif kitap olarak yaşayan kütüphanede yerlerini aldılar.
Yaşayan Kütüphane de HIV+ kitap olarak katılan arkadaşımız Fuatın deneyimlerini sizlerle paylaşmak istedik:
Bu projeye ilk defa katılan birisi olarak başlarda birçok çekindiğim durum vardı; Acaba bir tanıdık çıkar mı? Görünür bir HIV pozitif olmak benim için sorun olacak mı? İnsanların bana yaklaşımları nasıl olacak?… vs. birçok endişelerle bu toplantıya katıldım. Önce ki yapılan Yaşayan Kütüphane deneyimleriyle ilgili gelen raporu incelediğimde bunun çokta endişeye mahal bırakılmayacak bir durum olduğunu anlayarak azda olsa rahatlamış bir durumda Ankaraya gittim. Organizasyonda görev alan arkadaşların yoğun ilgisi, alakası ile karşılanmak ta ayrıca beni çok motive etti. Uygulamanın ilk başladığı anda ki heyecanın tasviri asla olamaz, ama ilk okuyucunun gelmesi ve canlı kitap olarak onun sorularını yanıltmaya başlamakla o heyecan yavaş yavaş yerini zevkli bir sohbet ortamına bıraktı. İnsanların HIV pozitif olan bir insanla ilk defa yüz yüze gelmelerinde ki davranış ile sohbetin sonrasında ki sarılmalar, mutluluğun getirisi olan gözyaşları, gülüşmeler yapılan organizasyonun ne kadar yararlı bir proje olduğunu bir kez daha ispatlamış oldu. Okuyucuların biz kitaplara sorduğu belli başlı soruları kısaca özetlemek gerekirse;
– Bu virüs size nasıl bulaştı?
– Ne zaman öğrendiniz?
– Tanı aldıktan sonra hayatınız da neler değişti?
– Ailenizin ve etrafınızda ki insanların tepkisi neler oldu?
– Tedavisi var mı?
– Ne kadar yaşayacaksınız?
– HIV pozitif olmak evlenmeye, çocuk sahibi olmaya engel mi?
– Bu durum ne gibi hak ihlallerine maruz kalmanıza sebep oldu?
Okuyucuların tabii ki soruları bunlarla kalmadı, özel sorularda oldu ama sohbetlerin geneli bu soruların çevresinde döndü. Okuyucuların okuma eylemi bittikten sonra ki birebir ve değerlendirme esnasında yapılan yorumlarına baktığımda emin olun iyi ki bu projeye kitap olarak katılmışım diyebilirsiniz. Toplumun bize karşı üretmiş olduğu önyargılarının kırılması çok zor zincirler olmadığı bilakis bazı önyargıların bizlerin alınganlıklarından kaynaklandığını ama toplumun buna böyle bakmadığını da yapılan yorumlardan anlayabiliyoruz.
Ayrıca bu Yaşayan Kütüphane insanı inanılmaz derecede motive ediyor. Ben kendi adıma diyebilirim ki; Ankaraya giderken kafamda var olan endişeleri bir kenara itip, 3 gün süren bu projenin yılın belirli günlerinde değil senenin tamamına yayılarak, topluma yönelik gerçekleştirilen tüm ekinlikler de yer alması kanaatindeyim. Bu sayede emin olun biz HIV pozitiflerin yaşamış olduğu tüm sorunların çözümü noktasında başarıya ulaşmak çok daha kısa zamanda gerçekleştirecektir. Her arkadaşıma da korkmadan kitap olabilmelerini önemle tavsiye ediyorum. Gerçekleştirilen bu organizasyonda emeği geçen herkese ama herkese canı yürekten teşekkür ediyorum. İyi ki Yaşayan Kütüphaneye katılmışım.