Skip to content Skip to footer

Pozitif Yaşam Derneği üyeleri “Yaşayan Kütüphane” de kitap oldu!

Avrupa Konseyi, Avrupa Komisyonu ve Avrupa Gençlik Forumu tarafından 2006 yılında başlatılmış olan ”Herkes Farklı Herkes Eşit” kampanyası olan “Yaşayan kütüphane”  24, 25 ve 26 Ağustos tarihlerinde BarışaRock Festivali’nde, Toplum Gönüllüleri ve Gençlik Çalışmaları Birimi ortaklığında gerçekleştirildi

Yaşayan Kütüphanede bilinen kâğıt sayfalı ve ciltli kitaplar yerine, okuyucular tarafından kataloglardan kişi veya meslek gruplarına yönelik önyargılarla bağlantılı olarak seçilen insanlardan oluşan kitaplarla, yaklaşık 45 dakikalık okumalar gerçekleşti.

Yani kütüphanedeki kitaplar insanlardı…

Kitapların konusu bu insanların kendi yaşamlarıydı…

HIV+ kitap olarak bizlerde oradaydık…

Standındaki diğer kitaplar kimdi?

Transeksüel, Gay, Lezbiyen, Kürt, Ermeni, Musevi, Rum, Eski Uyuşturucu Bağımlısı, ÖSS Türkiye 1.si, Barmen/Barmaid, Avukat, Yazılımcı, Seks işçisi, Bankacı….

Seçim esnasında okuyucuya sunulan kataloglarda ”HIV+” sayfasında önyargılar olarak; Fuhuş yapan, eşcinsel, ölüme mahkûm, hastalık saçan, tehlikeli…  gibi ifadeler vardı.

Gelen okuyucular, önce TOG Gönüllülerinden (yani kitap kurtlarından) okumak istedikleri kitabi seçerek randevu aldılar.  Kitap kurtları, gönüllü kitapları müsait olduklarında okuyucu ile eşleştirerek, stant çevresinde sohbet alanları olarak belirlenen, ağaçların altındaki minderlerin üzerinde oturtarak yerleştirdiler.

Toplam 24 konuda birbirinden farklı canlı kitapla tanışma, konuşma bilgi alışverişi ve önyargı-ayrımcılığı ortadan kaldırmak amacıyla çok keyifli sohbetler gerçekleşti.

Okuyucular kitabını okuduktan sonra ya kütüphaneye iade ediyorlar ya da isterlerse süresini uzatabiliyorlardı. Dilerlerse başka bir kitap da alabiliyorlardı.

Yoğun talep gören HIV+ kitaplar kendi yaşam deneyimlerinin sayfa sayfa okunmasından ve okuyucularını doğru bilgilendirmekten son derece mutluluk duydu.

Kitap olan üyemizin gözlemleri:

Toplamda 45 kez yaklaşık 100 kişi tarafından okunduk. Okuyucularımız genelde 18–25 yas arası Türkiye’nin dört bir yanından festivale katılan, bazıları önyargılı bazıları hayatlarında ilk kez AIDS’LI   görmeye, bazıları ise acaba bende de olabilirci diye gelen gençlerdi.

1- Gençlerin çoğu bulaş/bulaşmama  yollarını bilmiyorlar.

(Ama tanışmamız başında gayet rahat sarılıp öpüyorlar)

2- Hiç+ ve AIDS ayrımını bilmiyorlar.

(Kaç yılınız kaldı gibi sorular soruyorlardı)

3- Gençlerin çoğu cinsel ilişkilerinde korunmuyorlar !!!

4- HIV+ kişilere çok önyargılı değiller, hepsi kendilerinizde başına gelebileceğini biliyorlar!  (en güzeli de bu ifadeyi kullanmaları)

2 okuyucumdan bahsetmek istiyorum!

İlki Hacettepe Ünv. Diş Hekimliği fakültesinden yeni mezun bir kız. Okuyucum ile onun çadırının yanında sohbet ediyorduk, bir anda fermuar açıldı ve gözleri şişmiş şeker bir kız kafasını uzattı :

– Pardon konuşmalarınıza uyandım, ben de dişçilik yeni mezunuyum sohbetinize katılabilir miyim ?’ dedi.

Bende ”okuyucum rahatsız olmazsa elbette” dedim.

Şeker kız gitti yüzünü yıkadı ve yanımıza oturdu. Tam o sırada da HIV+’ lerin karşılaştıkları zorluklardan bahsediyorduk ve diş hekimlerimizin çıkardığı zorluklardan konu açildi. Kız bir harikaydı, benim anlatmama gerek kalmadan doktorların ve diş hekimlerinin ayrımcılık yapmaması gerektiği, zaten tüm doktorların tüm hastalara eş tedbirleri alması gerektiği ve seve seve HIV+ hasta tedavi etmek istediğini söyledi. Demekti böyle bilinçli yeni mezunlarda varmış dedim, hayretler içinde kaldım ve tebrik ettim.

Diğer okuyucum ise Ege Tıp Fakültesi 3. sınıf öğrencisiydi…

Gayet bilinçli ve önyargılardan çok uzak pırıl pırıl bir doktor adayı. Geçen sene gönüllü olarak Nijerya’ya gitmiş ve orada birçok HIV/AIDS vakasıyla karşılaşmış. Hayatımın ve hastalığın en ince detaylarına kadar öğrenmek istedi, kısaca benim gibi kitabi lime lime etti

Kız arkadaşı  da doktor adayıymış ve Ankara’da bir akran eğitimlerine katılmış. Bir HIV+ bir bayanın  oturumuna katilmiş ve çok etkilenmiş…

Mert Can…

 Diğer kitap olan üyemizin gözlemleri:

Binlerce genin festival alanında dolaşıp, değişik stantlardan bilgi aldığı festival alanı çok hareketli ve kalabalıktı. En yoğun talep alan stantlardan biri de “Yaşayan Kütüphane” idi. Kütüphane görevlisi yanıma gelipte “bir okuyucunuz var” dediğinde günün ilk okuyucusuyla tanışmaktan çok heyecan duydum.

Benimle karşılaşan hemen hemen her okuyucu “sizi bu kadar sağlıklı beklemiyordum. HIV+ olan insanların bağışıklık sistemleri çok zayıf olur diye biliyordum. Sizi yüzünüzde maske ile bekliyordum” şeklinde yorumlar aldım.

O atmosferde dolu dolu 2 gün geçirmek ve birçok kişi tarafından okunmak, onları doğru bilgilendirmek çok çok heyecan vericiydi…

Projenin en beğendiğim sloganından biri “kitabı kapağına göre yargılama” idi…

Bende çok değişik deneyimler yaşadım. İlk gün kitaplar aralarında birbirlerine “sen ne kitabısın?” diye soruyorlardı. Eeehh sıra bana geldiğinde sorularını yanıtladığımda hafif bir esinti oluyordu yüzlerde, ama saniye geçmeden kaynaşma…

Boş aralarda kitaplarda birbirini okudular…

Bu ne tesadüftür ki beni okuyanlar arasında da Marmara Ünv. Diş Hekimliği Fak. 2. sınıf öğrencisi bir kız ve Eskişehir Osmangazi Tıp Fak. 5. sınıf öğrencisi bir erkek vardı. Diş Hek. okuyan kıza virüsün yapısını ve kendi deneyimlerimi anlattım. Anlattıklarımın birçoğuna şaşırdı kaldı. “Yaaa virüsün dış ortamda kısa sürede öldüğünü, yaşamadığını şimdi sizden öğrendim” dedi !!! Eğitim sistemlerinde büyük boşluk olduğunu o da dile getirdi. Fakültelerinde de oturum düzenlemeyi planladığımızı duyduğunda çok sevindi…

Bir okuyucum ise:

– Neden fuhuş yapıyorsunuz?

– Pardon !!! Ben fuhuş yapmıyorum

– Eeee kitap başlığında öyle yazıyordu

– Onlar toplumun ön yargıları olan alt başlıklar

– Haaa anladım

– Peki diğerleri neden fuhuş yapıyorlar?

– !!! – Ben HIV+ kitabım. HIV’in ne olduğunu biliyor musun?

– Yyyooğğ hayır bilmiyorum

– Bak HIV eğer tedavi edilmezse AIDS’e yol açan virüsün adı

– Hııı… !!!

Ondan sonra virüsün ne olduğunu, her ilişkide kondom kullanmanın önemini….vs anlattım.

Gelen okuyucuların en çok sordukları:

Bulaş  – bulaşmama  yolları idi.  İlk karşılaşmada da hemen tokalaşmaktan hiç çekinmiyorlardı . Giderken de öpüp sarılıyorlardı  :)))

Birçoğu test yaptırmaya karar vermesi de sevindirici haberlerden biriydi.

Günün sonunda çene kemiklerim ağrıyordu : ))

 Amacına ulaşan bu projeye destek vermek biz +’leri de son derece mutlu etti