Skip to content Skip to footer

Benim adım Madeline Holden…

Dünyayı gezmek için ülkem olan Kanada’dan ayrılalı tam bir yıl oldu. Benim dünyayı gezmedeki amacım ilk elden farklı kültürleri ve yaşantıları öğrenmek ve yerel aileler ile yaşayarak ve yerel derneklerde gönüllü olarak kişisel deneyimler kazanmaktır. Türkiye’ye iki hafta önce geldim ve Pozitif Yaşam Derneğinin çalışanlarına İngilizce öğretmeye başladım. Sınıfımızın odak noktası konuşurken kendinden emin olmak ve temel ve zamansal yapıları öğrenirken daha çok deyimler gibi güncel hayatta çok kullanılan kelimeler üzerinde durularak konuşma İngilizcesini geliştirmektir. Ofis gün geçtikçe çok dilli bir hal almaktadır çünkü çalışanlar birbirlerini İngilizce selamlamakta ve birbirleri ile İngilizce konuşmaktadır. Sadece iki hafta içersinde, her bir öğrencide büyük ilerlemeler görüyorum. Kelime hazneleri genişledi ve öğrendiklerini uygulamaya geçirmede de korkusuz ve atılgan davranıyorlar. İlerlemeleri Austurya, Vienna’da 18-23 Haziran tarihlerinde gerçekleştirilecek olan 18. Uluslararası AIDS Konferansı ile de harika bir şekilde çakıştı. Bu başarılarının nedeni her bir bireyin yardımseverliği ve hayatlarını, evlerini, ailelerini benimle paylaşmalarındaki bonkörlüklerinin yanında, bu dili öğrenmedeki heyecanları ve çabalarıdır.  Benimle paylaştıkları her bir şey benim için çok mutluluk vericidir. Bu gibi harika bir grubun üyesi olmak çok heyecanlı ve asla bu deneyimimi unutmayacağım.

Teşekkürler!”

“Ben Fransa’dan, Julie PRUNIER. Stajıma Mayıs sonunda Pozitif Yaşama Derneği’nde (PYD) başladım ve altı ay boyunca bu dernekte çalışacağım. Fransa’da hukuk çalıştım ve Erasmus program ile bir yıl yaşadığım İspanya’da yüksek lisansımı bitirdim. Şu an uluslararası ilişkiler üzerine bir master yapmaktayım ve bu stajım ile birlikte son bulacak.

Bu deneyim için Türkiye’yi seçtim çünkü bu harika ülkeye bir yıl önce gelmiştim ve o kadar etkilendim ki bu ülke hakkında daha fazla bilgi edinmek istedim. Bunların dışında yaşamak istediğim ülkenin, Fransa’nın yaşantısından ve kültüründen farklı olmasını da istedim. Bu farklılıklar, benimle aynı standartlara sahip olmayan insanlarla daha kapsamlı bir şekilde anlaşmamı ve kültürler arası nasıl davranmam gerektiğini öğretti. Bunlara ek olarak, Türkiye Avrupa ve Asya arasında stratejik bir alanda yer almakta. Ülke Avrupa birliğine girmek için çalışırken, komşuları ile iyi ilişkilerini korumakta. PYD gibi bir organizasyonun bu gibi uluslar arası içeriklere ve sonuçlarına nasıl karşılık verdiğini görmek benim için çok ilginç.

Sonuç olarak, stajımı PYD’de yapmaya karar verdim çünkü ben gelişim kooperasyonlarında çalışmak istiyorum ve HIV bu alanda çok önemli bir konu. PYD insan haklarını korumaya ve geliştirmeye çalışmaktadır. Aynı zamanda, bu dernek HIV/AIDS ile yaşayan insanların ayrımcılıklardan özgür bir şekilde yaşamaları için uğraşmaktadırlar. Bunlarla birlikte, ücretsiz tedavilere kolayca ulaşmalarını sağlamakta ve hastaların, diğer bütün vatandaşlarla eşit haklara sahip olmaları için çalışmaktadır. Ve ben HIV ile yaşamıyor olsam da, birlik ve dayanışma için onlarla aynı değerleri paylaşıyorum. Benim için, bu organizasyonda stajyer olmak sadece eğitsel bir ilgi değil, bu dernekte yer almak için çok önemli sayılan gerçek ve insani bir ilgim var.

Bu benim HIV ile ilgili ilk deneyimim ve şimdiden çok şey öğrendim. HIV pozitiflerin yüzleşmeleri gereken bütün zorlukları, yaşam koşullarını arttırmak için var gücümüz ile savaşmamız gerektiğini ve desteğin onlar için ne kadar çok önemli olduğunu fark ettim. Durum Türkiye için daha özel çünkü HIV büyük bir problem olarak görülmemekte ve PYD bu konuda çalışan tek dernek. Yoğun ve zor çalışmalara rağmen, PYD bütün üyelerinin motivasyonu çok yüksek ve büyük şeyler başarmaktalar. Cinsiyet, uyruk, HIV durumu vb. ayrımlar yapmadan, pozitif tutumlarını diğerlerine iletiyorlar. Şimdi, Pozitif Yaşam Derneği’nin önemini çok iyi anlıyorum.

Bu makaleyi, bana verdikleri sıcak karşılamaya bir teşekkür olarak sunuyorum.