Danışanımız baba oldu…
2,5 yıl önce balayında HIV tanısı alan ve zor günler yaşayan arkadaşımız baba oldu.
Pozitif Yaşam Destek Merkezi’ne gelerek danışmanlık alan danışanımız kısa sürede bilgilenerek günlük yaşamına geri döndü. Şu günlerde ise baba olmanın keyfini yaşıyor…
Kızı olan ve mutluluktan havalara uçan danışanımız duygularını şöyle anlatıyor:
“HIV Pozitif olmak anne – baba olmaya engel değildir.”
HIV ile ilk tanışmam 2007 tarihinde evliliğimin ilk günlerinde olmuştu. Evlilik için gerekli testlerde HIV Pozitif olduğum ortaya çıkmış ama biz sonuçları beklerken artık düğün dernek hepsi bir arada çıkmıştı. Her şey aslında buruk geçerken bunların hiçbirisini çaktırmadan içindeki fırtınaları gizleyip mutluluk rüzgârlarına kapılmış, hayatının en büyük aşkıyla evlenmiş, dünyanın en mutlu yeni damadını oynamak oscarlık bir oyunculuk istese de tahmin edebileceğiniz gibi hiçbir altyapın olmadan hayat sana birden bu rolü biçmiş ve en iyisini oynamamı bekliyordu.
Çünkü biliyordum ki ben düştüğüm de herkes benimle düşecek ve artık sadece benim hayatım değil pek çok hayatlar ümidini yitirecekti. İşte bu yüzden kendi içimdeki iyi melekle kötü meleğin kavgasında kendini yitirmiş çaresiz hisseden ama dimdik ayakta durmak zorunda olan biriydim artık. İnanın ki bu öylesine zordu ki…
Hiç bilmediğim bir hastalık, toplumun önyargıları ve hayatımın en büyük karabasanını yenebilmem için elimdekilerin bana yetmemeciğini biliyordum. Başkalarının değil benim gibi birilerini bulup onların tesellisine ihtiyacım vardı. Benim yaşadıklarımı yaşayan ve bunu geride bırakabilen gülmeyi koşmayı hayatı seven ve benim istediğim gibi o hayata tırnaklarını batırıp ”seni bırakmayacağım EY HAYAT”deyip bunu başarabilen insanların desteğine ihtiyacım vardı. İşte tam bu sırada POZİTİF YAŞAM DERNEĞİ ile tanıştım. İnsanlar koşturuyor, seni güler yüzle karşılıyor ve hayatla dalga geçebiliyorlardı. Benim aradığımda buydu ya zaten:)
Hayatımda ilkelerim olmuştur. Bir başkasının yapabildiği imkânsız değildir. Kimse için, benim içinde imkânsız olmadı. 2 hafta gibi kısa bir sürede oscarlık oyunculuğumu bir kenara atıp kendim olmaya başlamıştım. Artık oynamadan da dalga geçebiliyordum hayatta. Kendim olarak da başarabiliyordum bunu. İnançlı bir insan olmamın da bunları atlatmam da yardımı olmuştu fazlasıyla.
Neticede benim inandığım kitapta bizlerin hayat senaryosu zaten yazılmıştı. Bizlerin görevi perde kapanana kadar en iyi şekilde bu senaryoyu hayata geçirmekti. Benim de rolüm buydu. Evet herkes kendi senaryosunun başrol oyuncusuydu ama herkesin dediği gibi bu hastalık sayesinde benim rolüm epeyce bir zordu 🙂
Bu durumdaki en büyük yardımcım kendi durumumu bilmem, bunu kabullenmem ve eşimin de bana destek olmasaydı. İlk başlarda eşimle zor günler geçirdik. Çok ağladı ve hep “Neden biz?” diye sordu.
Sonra neler mi oldu? Hayat aktı gitti. Zaman ve bilgi her şeyin ilacıydı gerçektende. Zaman hayatımdaki tüm zorlukları önüne katıp silip attı. Eşimde benimle birlikte bilgilendikçe güçlendi. Sevgi her türlü zorluğu yener. Bizde de böyle oldu.
Yuvamızı bir bebekle şenlendirmeye karar verdik. Bunun nasıl olacağını araştırmıştık tabi ki. Yine zor zamanların kahramanı Pozitif Yaşam Derneği gönülleri 🙂 Bu işte de yanımızda olduklarını söyleyip bizi gerekli yerlere yönlendirdiler. Sistem öyle basitti ki; sperm alınıyor, yıkanarak HIV’den arındırılıyor ve anne rahmine enjekte ediliyordu.
İlk denememiz başarısız oldu. Tabi ki üzülmüştük ama sizce bu bizi yıldırabilir miydi? Tabi ki hayır. İkinci denememizde 1 haftayı beklemeden evde idrar testi yaptık negatif çıkmıştı. Ama Rabbim o kadar büyük ki rüyamda bir kız çocuğunun bana gülümsediğini görmüştüm 2 gün önce. Aptala malum olur derler ya 🙂 Eşimi de alıp hemen hastaneye koştum ve kan tahlili yaptırdık. Sonuç; Pozitifti. Artık bir bebeğimiz olacaktı.
Sonrası ne oldu diye merak ediyorsunuz değil mi? 🙂 Sonrası bebek geldi. Şimdi 40 günlük bir bebeğimiz var. Fıstık gibi, şeker mi şeker ve tabi rüyamda gördüğüm gibi kız:) Kızım olduğunu kahramanlarım Pozitif Yaşam gönüllüleriyle paylaştığımda yüzlerindeki mutluluğu görmeniz lazımdı. Hepsi sanki kendi çocukları olmuş gibi sevinmiş, bana sorular sormaya başlamışlardı; bebek nasıl? anne nasıl? sen nasılsın diyen yok 🙂
Sonra bana bunları yazmam gerektiğini ve sizlerle paylaşmam gerektiğini söylediler. Evet haklıydılar. Çünkü aynı şeyleri bende yaşamıştım.
İlk tanı alındığı günlerde kendinden olan birilerinin yazdıklarını okuyup hayatınla ilgili dersler çıkarmak daha iyi geliyor insana. Şimdi benim bu yazımı okuyan, benim gibi HIV Pozitif arkadaşlarımdan bir ricam var;
Hayatınızla ilgili kararları başkasının ellerine bırakmayın. Sakın pes edip hayatın karşısında diz çöküp boynunuzu uzatmayın. Çünkü bu hastalıkla yaşayan pek çok insan var Pozitif Yaşam Derneği’nde. Haydi gelin hep birlikte hayata tırnaklarımızı geçirelim. Birbirimizden güç alarak her şeyi alt edebiliriz. Ben ettim, sizde deneyin. Emin olun kararlıysanız bu hastalığa yenilmeyeceksiniz. Bu hastalığın sizin hayatınızdaki tek yeri günlük ilaçlarınızı içmekten ibaret olacak. Birde evlenin, çoluk çocuğa karışın. Korkmayın, korkmayıınnn :)”
Selim