AIDS2018 3. gününde ana oturum ile devam ediyor. İlk oturumda yer alan konuşmacılar HIV tedavisi(cure) ve aşı çalışmaları konusunda son gelişmelerden bahsetti. Vurgulanan bazı noktalar:
-Öncelikle HIV ile yaşayan bireylerin cömertliğine ve çalışmalara verdiği desteğe dair minnetlerini tüm konuşmacılar dile getirdi. HIV alanında yapılan çalışmaların kanser immünoterapisine yaptığı büyük katkı oldukça önemli.
– ART (Anti-Retroviral Tedavi/ Günümüzde uygulanan mevcut HIV tedavisi) kullanımı ile HIV virüsü saptanamayacak düzeye getirilebiliyor olsa da HIV virüsünün anatomik depolarda saklı olarak kalması tam bir tedavinin önündeki önemli bir engel. Bu anlamda sürdürülen farklı araştırma modelleri var. 2018 yılında yapılan son çalışmalar cesaretlendirici olsa da bu uzun soluklu bir araştırma süreci. Alınması gereken uzun bir yol var ancak insanların dahil olduğu primat cinsindeki diğer türlerde yapılan ve tedavinin sağlandığı çalışmalar ümit veriyor.
– Aşı çalışmalarına yönünde de devam eden birçok deneme var ancak HIV virüsüne karşı insan vücudunun oluşturduğu antikorların yapısı bu konuda aşılması zor bir engel sunuyor. Virüsün evrimi ve insan vücudunun verdiği tepki üzerine daha fazla temel bilimler çalışmasının gerektiği vurgulandı. Yapılan çalışmalar belirli antikorların seçilmesi ve laboratuvar ortamında genetik mühendislik ile üretilmesi üzerinden yürüyor. Yine primatlarla yapılan çalışmalardan en ümit verici olan ad26(Recombinant Adenovirus Serotype 26) kaynaklı aşı çalışmaları. Bu aşının insan olmayan primatlarda etkinliği tam anlamıyla kanıtlanmış durumda. Çalışmalar bu aşının insanlara nasıl uygulanabileceği yönünde ilerliyor. Hem tedavi hem aşı konusunda ümitli ancak sabırlı olmak ve temel bilim çalışmalarını desteklemek şu an için yapılacak en doğru şey.
– ART tedavisinde ilaç etkileşimleri, direnç ve protokoller hakkında yapılan çok sayıda araştırma var. Bu anlamda araştırmalar daha önce ART almamış(naif) erken evrendeki bireyler, geç evredekiler, direnç gösterenler, viral yükü saptanamayanlar ve hamile kadınlara yönelik farklı protokeller öneriyor. Bu anlamda bilmek, takip etmek ve güncel kalmak oldukça önemli. Tanı almış kişilerin ART alımını aksatmaması kritik bir önem taşıyor. Saptanamayan viral yük HIV’ye dair tüm baskıyı bir kenara bırakıp yaşamanın en önemli yolu.
-İlk gün de yazmış olduğumuz gibi üreme çağındaki kadınların ARV kullanımında dikkatli olması gerektiği önemli bir vurgu noktası. Dolutegravir kullanımı etkili bir şekilde kontraseptif kullanımını zorunlu kılıyor. Bunun yanında hamile kalmayı düşünen kişilerin acilen hekimine danışması lazım. DTG’nin yenidoğana etkisine dair çalışmalar hala yeni ve tartışmalı.
– Son olarak halk sağlı uygulamaları ve politikalar ele alındı. HIV tanısı alan kişilerde tedaviye başlamak için CD4 sayımının 500 hücre/mm3 altında olması 2016 yılında Dünya Sağlık Örgütü’nün ‘Herkesi Tedavi Et!’ politikası ile yürürlükten kalktı. Bunun yanında tedavi takibinde de CD4 sayımı yerine Viral Yük testi öneriliyor. Oturumda gerçekleşen tartışmada DSÖ politikalarının ulusal HIV politikalarına ne ölçüde uygulandığı, bu anlamda engeller ve nasıl aşılabileceği önemli yer edindi.