Skip to content Skip to footer

Derneğimizin gönüllülerinden olan, Yeditepe Üniversitesi Görsel İletişim Ve Tasarım Bölümü öğretim görevlisi Delizia Flaccavento’nun daveti üzerine 16 Mart 2012 günü dersine konuk olduk.

Sosyal sorumluluğun önemine inanan Sevgili Delizia, öğrencilerinin dönem ödevlerini bu kapsamda tasarlamalarını arzu ettiğini dile getirdi. Konu olarak da HIV ve AIDS’i seçti. Broşür ve poster tasarlayacak olan öğrencilerin daha doğru mesajlarla iş çıkarmasını istediğinden dersine katılarak öğrencilerine HIV ve AIDS’in tıbbi, sosyal boyutlarını anlattık.

Dersten sonra geri bildirimlerini paylaşan iki öğrencinin yazıları aşağıda yer alıyor,

“ÖNYARGILARIMDAN NEFRET EDİYORUM

İlk AIDS kelimesini duyduğumda o da ne demek dedim. Ha bire etraftan, en yakınımdakilerden duyuyorum “HIV/AIDS öldürüyormuş, HIV çok bulaşıcıymış hem de tükürükle, hatta tokalaşmayla bile”.

Aklıma geldikçe düşünüyorum nasıl bir şey ki bu? Peki ben nerden anlayacağım bir insanın HIV’le yaşadığını, nasıl önlem alacağım? Ya yolculuklarda yanıma oturan kişi HIV’le yaşıyorsa ve bana da bulaşırsa… derken HIV pozitif bir insan kafamda yaratık gibi bir şey oldu ve ben bu insanı hayatımda hiç görmedim. Taa ki, Pozitif Yaşam Derneği’nden Çiğdem Hanımı ve HIV pozitif Sevgi Hanımın bize sunduğu semineri dinleyene kadar. Ne kadar da önyargılı düşünmüşüm. Aslında onlarda hepimiz gibi gayet sağlıklı, beraber yaşayabileceğimiz, tokalaşabileceğimiz, sarılabileceğimiz bizlerden biri. Hiçte öyle kolay kolay bulaşabilecek bir şey değilmiş. Ben HIV’le yaşayan biriyle el sıkışmayla bile bulaşacağını düşünürken, ben aslında onlarla aynı ortamda yaşayabiliyormuşum. Sadece doğru bilgili olmak yeterliymiş. Ben şuan HIV’le yaşayan bütün abilerimden, ablalarımdan, kardeşlerimden ve arkadaşlarımdan utanarak özür diliyorum sizi önyargılarımla bu kadar kötü bir şekilde düşündüğüm için. Ve Sevgi Hanım ile Çiğdem Hanım’a çok teşekkürlerimi sunuyorum bizi bu konuda bilgilendirdiği için.”

SELİN KAHRAMAN

“POZİTİF YAŞAM

Geçen hafta, okulda HIV ve AIDS ile ilgili çok bilgilendirici bir sunumda bulundum. Bu sunumdan sonra ben ve arkadaşlarım bu virüsler ile ilgili daha da fazla bilgi sahibi olduk. Mesela AIDS’in hastalığın son kademesi olduğu, HIV ile enfekte olmuş insanların ‘HIV pozitif’ olarak adlandırılması, ve trajedik hikayelerini dinledik. Aslında HIV pozitif olan bir insan gerekli tedbirler alındığı halde (erken teşhis ve tedavi gibi) HIV’i hafifletmek mümkündür. Ve insanların çoğunun yanlış bilgilendirmesi sonucu bu virüsün toplum arasında çok fazla korkutucu bir yer almıştır. Ama gerçek şu ki bu HIV pozitif olan kişilerden korkulması yanlıştır, çünkü onlarda sizin bizim gibi insanlardır. Onlarında bir hayatları, meslekleri, aileleri ve arkadaşları vardır. Dediğim gibi HIV pozitif olan bir kişiden korkulması gereksizdir çünkü bu virüs anlatıldığı kadar bulaşıcı değildir.

Genelde halkın yanlış bilgilendirilmesi sonucu HIV pozitif olan kişilere ayrımcılık yapılmaktadır. Mesela sunumda anlatılan olaylardan bir tanesi beni baya şaşırtmıştır, bu olay HIV pozitif olan birinin dişçide sağlık durumunu belirtmesi sonucu dişçinin yaptığı ayrımcılıktı. Dişçinin hastasına vermiş olduğu listedeki tıp malzemelerini almasını talep etmesiydi. HIV hiçbir şekilde kişiye özel kullanılan tıp malzemeleriyle geçmez. Ancak geçmesi faktörü virüsü taşıyan kişinin kan kaybedip kullanılan tıp malzemesinin saniyeler içersinde virüsü taşımayan başka bir insanın kan yoluna karışması sonucu olabilir. HIV genelde çoklu kullanılan enjektörlerden ve korunmasız cinsel ilişki sonucu bulaşabilir. HIV’i erken teşhis ve tedaviyle en hafif hale getirmek mümkündür. Hastalığı teşhis edilmeyen bir kişi uzun yıllar sonra hastalığın son safhası olan AIDS evresine gelmektedir. Vücuttaki virüs tedavi uygulanmadığı taktirde güçlenip yıllar sonra tekrar aktif olur. Ne yazık ki bazı insanlar tedavi olacak kadar şanslı değillerdir.

Virüsün erken teşhisinde tedavi uygulanan insanlar tedavi sonrası gündelik hayatlarına devam edebilmektedirler. Bu insanları halkın dışlaması ve yargılı tavırlarla bakıp davranması tamamen yanlıştır. Bu sunumda konuşmacı olarak bulunan Sevgi Hanım bizi HIV ile ilgili çok açıklayıcı bir şekilde bilgilendirmiştir. Sevgi Hanımın vermiş olduğu örnekler anlattığı hikayeler tamamen bizi aydınlatmış olup yön pusulamızda doğru yönü bulmamızı ve daha bilgili bireyler olmamızı sağlamıştır. Buradan Yeditepe Görsel İletişim Ve Tasarım öğrencisi olarak kendisine çok teşekkür ederim, ben ve arkadaşlarım Sevgi Hanım sayesinde HIV pozitif olan insanlardan kaçmamamız gerektiğini, ayrımcılık yapmamamız gerektiğini, onlarında aslında bizlerden biri olduklarını ve başınıza ne gelirse gelsin hiçbir şekilde ümidinizi yitirmemeniz gerektiğini öğrenmiş bulunmaktayız. Hayat ne yazıkki trajedilerle dolu ama ne olursa olsun bunlara göğüs germemiz gerekli. Sevgi Hanım ve Pozitif Yaşam Derneğine bizi bilgilendirip zamanlarını ayırdıkları için çok teşekkür ederiz.”

Saygılarımla,

Can Gülmez

Görsel İletişim Ve Tasarım Bölümü Öğrencisi