Pozitif Yaşam Derneğinin hukuki ve sosyal danışmanlık verdiği gruplardan biri olan sığınmacı/mültecilerin bundan sonra Türkiye’deki durumlarını ve önümüzdeki dönemde iltica yasası sürecini de etkileyecek önemli bir karar olması açısından bu olumlu gelişmeyi sizlerle paylaşmak istedik.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Abdolkani-Karimnia Türkiye Davasında, 22 Eylül 2009 tarihinde verdiği nihai kararla Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS)nin Madde 3, Madde 5; fıkra 1(f), 2, 4 ve Madde 13[1]ü ihlal ettiğine ve bu karar gereğince T.C. Devletini başvuruculara 40.000 Avro tazminat ödemesine hükmetti.
Bu karar özellikle Türkiyedeki sınır dışı etmek amacıyla sığınmacı/mültecilerin alıkonması yani misafirhane uygulamasının AİHS standartlarına göre tamamen keyfi olması yönündeki değerlendirmesi, aciliyet arz eden sınır dışı vakalarında sınırdışı işlemini durdurmak amacıyla idare mahkemelerine yapılan başvuruların, otomatik olarak askıya alma sonucu doğurmadıkları için etkin bir hukuki çare sayılamayacakları ve
dolayısı ile sınırdışı tehlikesiyle karşı karşıya kalan mülteci durumunda kişilerin, iç hukuk yollarını tüketmeden AİHMe başvurabileceklerini bir kez daha tescil etmiş olması ve bundan sonraki iltica yasası sürecini de emsal karar niteliği ile etkilemesi açısından çok önem ihtiva etmektedir.
1] AİHS, Madde 1: Hiç kimse işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya işlemlere tabi tutulamaz. Madde 5: Herkesin kişi özgürlüğüne ve güvenliğine hakkı vardır.
2: Herkesin kişi özgürlüğüne ve güvenliğine hakkı vardır. Aşağıda belirtilen haller ve yasada belirlenen yollar dışında hiç kimse özgürlüğünden yoksun bırakılamaz.
3: Bir kişinin usulüne aykırı surette ülkeye girmekten alı konmasını veya kendisi hakkında sınır dışı etme ya da geriverme işleminin yürütülmekte olması nedeniyle usulüne uygun olarak yakalanması veya tutulu durumda bulundurulması;
4: Yakalanan her kişiye, yakalama nedenleri ve kendisine yöneltilen her türlü suçlama en kısa zamanda ve anladığı bir dille bildirilir.
5: Yakalama veya tutuklu durumda bulunma nedeniyle özgürlüğünden yoksun kılınan herkes, özgürlük kısıtlamasının yasaya uygunluğu hakkında kısa bir süre içinde karar vermesi ve yasaya aykırı görülmesi halinde kendisini serbest bırakması için bir mahkemeye başvurma hakkına sahiptir.
6: Bu Sözleşmede tanınmış olan hak ve özgürlükleri ihlal edilen herkes, ihlal fiili resmi görev yapan kimseler tarafından bu sıfatlarına dayanılarak yapılmış da olsa, ulusal bir makama etkili bir başvuru yapabilme hakkına sahiptir.