Skip to content Skip to footer

Tayfun, Merve ve Hüseyin, ödevleri için HIV ile yaşayan bir kişi ile röportaj yapmayı istiyorlardı. Doğal şartlarda biz HIV pozitif bireyler mahremiyet kaygısı ile hiçbir şekilde kamera önüne geç(e)miyoruz. Toplum Gönüllüleri Vakfı’nın eğitimlerinde tanıştığım Muhammed beni arayıp, çekim koşullarını benim belirleyeceğimi, hassasiyetlerimi gayet iyi bildiklerini ve arkadaşlarına kefil olduğunu anlattıktan sonra hemen fikrim değişti. Çünkü bu gençler HIV ile yaşamanın toplumsal zorluklarının farkındaydı ve tam da bu konuyu gündeme getirmek istiyorlardı.   Çekimin nasil ve hangi çerçevede yapılacağı konusunda anlaştıktan sonra gün belirledik ve biraraya geldik. Tayfun, Merve ve Hüseyin bu özel haberin nasıl ortaya çıktığını bizler için anlatıyor.

“Biz Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema 3.sınıf öğrencileriyiz. 3. sınıf televizyon haberciliği dersi kapsamında yapacağımız haberin konusuna tesadüfen rastladık. Okuduğumuz hikâyede HIV pozitif olan kişi ya da kişilerin anne baba olabileceği cazip gelmişti. Daha önce duymamıştık ve kimsenin de böyle bir şeyi tam anlamıyla bileceğini düşünmüyorduk.

İnsanlara bu konuyu sorduğumuzda aldığımız cevaplar öylesine cahilceydi ki… Eğer bu toplumda üniversite öğrencileri böyle cevaplar veriyorsa; toplumun geri kalanı kim bilir nasıl ön yargıyla yaklaşıyor diye düşündük. Bundan yola çıkarak tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de HIV ve AIDS’e olan olumsuz bakış açısını kırmak adına proje konumuzun bunun olmasına karar verdik.

Projemizin amacına ulaşması için ulaşabileceğimiz her yerle irtibata geçtik. Pozitif Yaşam Derneğine önce sıradan bir vatandaş olarak ulaşmak istedik. Toplumdaki bu ön yargıdan ötürü dernek yetkilileri üyelerini otomatikman koruma yoluna gidip yardımcı olamayacaklarını söylediler. Bizde sonrasında projemizin ciddi olduğunu belirtmek amacıyla Birleşmiş Milletler’de AIDS konusunda yetkili biriyle görüşme kararı aldık ve görüştük. Kendisi projemizi desteklediğini ve Pozitif Yaşam Derneği’nin de yardımcı olabileceğini ifade edince bizler de tekrar Pozitif Yaşam Derneğine ulaştık. Bu kez olumlu bir cevap aldık. Tesadüfen okuduğumuz bir hikâye bizi İstanbul’ a kadar götürdü ve 12 Nisan 2012’de Pozitif Yaşam Derneği’nin kapısını çaldık. Bize açılan bu kapı ve uzanan eller umarız projemizin amacına ulaşmasında etkili olacaktır. Pozitif Yaşam Derneği’ne bir kez daha teşekkür ediyoruz.”

Tayfun Sivri

Fulya Merve UYSAL

Hüseyin Feyyaz Yeniçeri