Skip to content Skip to footer

17. Uluslararası AIDS Konferansı- Mexico City

Sabahın 9’ unda Küresel Köy’ de Pozitif Yaşam Derneği adına ayrılan standı bulmak üzere Mexico City’ nin epey dışındaki Hipodrom’a vardık. Kalabalığın çeşitliliği beni büyüleyen ilk unsur oldu. İnsanlar akın akın konferans alanına doğru yol almakta ve herkesin yüzünde bir tebessüm… İçimde bir heyecan, ne de olsa bu ilk uluslar arası konferansım ve Pozitif Yaşam Derneği’ ni uluslararası platformda ilk temsil edişim.

Ilk gün katılımcıların standımıza gösterdiği ilgi büyüktü. Eminönü’ nden getirdiğimiz Türk Lokumları, Nazar Boncukları ve küçük rengârenk keseler belki de konferansın en önemli renkleri arasına girdi. İnsanların ilgisini görünce bir dahaki konferansa daha donanımlı gitmeye karar verdim. Birkaç kilim, değişik lokumlar, çeşit çeşit tatlılar… Daha neler neler…

Panellere fazla katılma fırsatım olmasa da Küresel Köy’ de içinde bulunduğum atmosfer beni yine ve yeniden büyüledi. Hemen hemen dünyanın her yanından temsilciler kendi ülkelerinin standlarında kendi yaptıkları işleri tanıtmaktaydılar. Standımıza gelen ilaç firmaları temsilciler, Avrupa ülkelerinden temsilciler, uluslararası büyük organizasyonların temsilcileri, hepsi de Türkiye’nin böylesine bir konferansa katılımının ne kadar önemli olduğunu vurguladılar. Yapılan sohbetler esnasında Türkiye’ deki en büyük eksikliğin HIV statüsünün bilinmemesi ve test sisteminin zayıflığı olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Dernek temsilcileri olarak bu konunun üzerine daha fazla düşülmesi gerektiği konusunda fikir birliğine vardık.

5 gün çarçabuk geçti ve konferans sonunda aklıma gelen en güzel düşünceyi şu cümlelerle özetleyebilirim:

25 bin insan, değişik ülkelerden gelen, değişik işlerle uğraşan, 25 bin kişi katıldı bu konferansa. Her ülkenin sorunlarının Türkiye’de yaşadıklarımızın birebir aynı temele oturduğunu gördüm. Dünyanın her yerinde HIV/AIDS’e yönelik, eşcinselliğe yönelik, kadınlara, çocuklara ve seks işçilerine yönelik ayrımcılık ve damgalama olduğunu gördüm. 25 bin insan aynı amaçlar doğrultusunda çözüm aramak, yeni projeler üretmek, deneyimlerini ve bilgilerini paylaşmak amacıyla Meksika’ daydı. Ve benim gözlerimi dolduran “Umut her zaman var” düşüncesi oldu.

Şunu gördüm ki; dilin, cinsiyetin, dinin, milletin vb. insanları kategorize eden ayrımcılık unsurlarının hiçbir önemi olmaksızın, daha 5 dakika önce HIV tanısı alan 18 yaşında Meksikalı bir gencecik insana anında akran danışmanlığı vererek ta Güney Amerika Kıtası’nda kendime bir kardeş edindim. Ve bu da bana yaşamın birliğini, sevginin gücünü ve evrenselliğini anımsattı yeniden.

Meksika’ ya gidişimi sağlayan Pozitif Yaşam Derneği yetkililerine sonsuz ve sonsuz teşekkürlerimi bir kez daha buradan iletmek isterim.

Sevgiyle kalın

Işıl Monkul