Skip to content Skip to footer

Lipoatrofi(Lipodistrofi) ya da kısaca lipo, anti-HIV tedavisi alanlarda, bir takım değişim ve birikimler şeklinde görülebilen bir durumdur. Kelime içindeki “lipo” yağı, “distrofi” ise kötü-yanlış büyümeyi ifade eder. Bu değişimler; yağ kaybı, yağ toplanması ve metabolik değişimleri içerir.

Yağ kaybı, kollarda, bacaklarda ve yüzde (çökük yanaklar) oluşur. Bunlar, yağın en yaygın olarak gösterdiği özelliklerdir.

Yağ birikimi, midede, boynun arkasında, hem erkeklerde hem de kadınlarda olmak üzere göğüslerde ya da diğer başka bir bölgede meydana gelebilir.

Metabolik değişimler, kan yağlarının ve laktik asitin yükselmesini içerebilir.   kan yağlarının ve laktik asitin yükselmesini içerebilir.

21 Mayıs 2009’da bilimsel PloS One dergisinde yayınlanmış olan bir araştırma sonuçuna göre HIV ile yaşayanlarda büyük olasılıkla Combivir’in, lipoatrofi (vücuttaki yağ kütlesinin belirli bölgelerde azalması, büyük çoğunlukla yüz, kol, bacak ve kalçalarda) ve lipohipertrofide (vücuttaki yağ kütlesinin belirli bölgelerde artması, örneğin bel, karın ve sırt bölgesi gibi) pay sahibi olduğu ifade edildi.

İki çalışmada, NRTI sınıfından Zerit (stavudine)’in yüz, kollar, bacaklar ve kalçadaki lipoatrofi riskini arttırdığı görülmüştür. Bu sebeple Antiretroviral (ARV) tedavisine yeni başlayacak HIV pozitiflerde kullanılabilecek başka seçenekler mevcut ise Zerit (stavudine) artık bu kişiler için önerilmemektedir.

Zidovudine’in, lipoatrofi veya lipohipertrofi gelişimindeki rolü çok az bilinmektedir. Zidovudine kimyasal olarak Stavudine’e benzemesine rağmen, (NRTI grubundan 2 timidin analoğu) bir çalışma Zidovidine kullanımının vücut yağı değişiminde Stavudine’e göre daha yüksek risk taşıdığını tespit etmiştir.

 

Zidovudine ile vücut yağ denge bozukluğu arasındaki olası ilişkiyi açıklamak için,  ilk defa Amsterdam’daki VU Sağlık Merkezi’nde Hollandalı, İspanyol ve Finlandiyalılardan oluşan bir çalışma grubu,  Marit G. A. Van Vonderen önderliğinde terapi başlangıcında olan 50 HIV pozitif erkekle randomize bir klinik çalışma yapmıştır. Araştırmaya katılanların yarısı Kaletra (Lopinavir/Ritonavir) ve Combivir alırken, diğer yarısı ise Kaletra ve Viramune (Nevirapine) almıştır.

 

Kaletra/Combivir başlanmasını takip eden 2 yıl içinde kol ve bacak derialtında bulunan yağ miktarında yarım kilodan fazla azalma olurken, karın iç organlarındaki yağ oranında artış olmuştur. Bunun aksine, genel olarak ilk defa ARV tedavisine başlayan HIV pozitif kişilerde olduğu gibi Kaletra/Viramune verilen grupta, hem derialtındaki hem de iç organlardaki yağda düzenli bir artış görülmüştür.

 

Sonuç olarak, araştırmacılar tarafından Combivir’in hem lipoatrofi hem de lipohipertrofi ile ilişkili olduğu bir kere daha vurgulamaktadır. Bu bulgular, başka alternatif tedavilerin kullanılabildiği / ulaşılabildiği yerlerde, artık Zidovudine/Lamivudine’in birinci basamak antiretroviral tedavide tercih edilen olası bileşenlerden biri olmadığını göstermiştir.