Skip to content Skip to footer

Bolu’da İleri Düzey Eğitmen Eğitimindeydik..

İlki geçen sene Nisan ayında Ankara’da yapılan, UNFPA ve Toplum Gönüllüleri Vakfı’nın birlikte yürüttüğü Cinsel sağlık / Üreme Sağlığı Akran Eğitimleri Projesi kapsamında  İleri Düzey Eğitmen Eğitimi  bu sene  10 – 17 Eylül tarihleri arasında  Bolu’da tekrarlandı.

Toplumda  HIV/AIDS’e karşı bulunan önyargıların, medyanın yaptığı yanlış ve ürkütücü haberlerin, sağlık alanında yaşanan ihlallerin, özellikle de  yanlış ve eksik bilgilendirme yapan hastane ve doktorların HIV ile yaşayanları ne denli olumsuz etkilediklerinin konuşulduğu oturumu Türkiye’nin dört bir yanından gelen gençler büyük ilgi ile dinlediler… Eğitimde, genç akranlar Üreme Sağlığı ve Cinsel Sağlık alanındaki bilgilerini tazeleyip; eğitim becerilerini pekiştirerek,  bu alandaki savunuculuk çalışmalarına ilk adımlarını attılar.

Pozitif Yaşam Derneği olarak biz de oradaydık…

 

“HIV/AIDS’e yönelik değerler ve tutumlar” konulu oturuma  Pozitif Yaşam Derneği olarak katılım gösterdik.  Toplumda  HIV/AIDS’e karşı bulunan önyargıların, medyanın yaptığı yanlış ve ürkütücü haberlerin, sağlık alanında yaşanan ihlallerin, özellikle de  yanlış ve eksik bilgilendirme yapan hastane ve doktorların HIV ile yaşayanları ne denli olumsuz etkilediklerinin konuşulduğu oturumu Türkiye’nin dört bir yanından gelen gençler büyük ilgi ile dinlediler…

Oturum öncesine kadar  eğitimcilerin HIV/AIDS’e karşı hala bir takım kulaktan dolma önyargılar beslediği gözlemlendi. Oturumdan sonra alınan olumlu deri bildirimlerle artık doğru bilgi sahibi olan genç akran eğitimciler, kendi düzenleyecekleri eğitimlerinde  yüzlerce / binlerce akranına doğru bilgiyi taşıyacak.

Oturuma katılan üyemizin kaleminden:

İlk gün grupla hiç diyalogum olmadı.  Oturum öncesindeki eğitim modüllerinde gençleri izledim. Bazıları o kadar önyargılıydılar ki… Hatta biri eğitimin bir yerinde mani bile yaktı: “Aç kalmaktaann korkmaaamm, eeyyddss olmaktan korktuğum kaddaarrrr” … !!!

İnteraktif bir oyunda 2 ayrı, karşı tarafı (bir grup cinsel sağlık haklarını savunuyor, diğer tarafta da karar vericiler /  karşı çıkan aileler)  savunan grupta bir genç “peki ya kızınız AIDS olsa daha mı iyidi?” gibi yorumlar vardı…

Sıra benim oturumuma geldiğinde ilk önce “mandalina kabuklarını” ses kaydını dinlettim. Sonra toplumun HIV/AIDS’e karşı bakış açılarını, değer yargılarını konuşmaya devam ettik.

Oturumu dinleyen gençlerden biri: Bizler gerek HIV, gerek homofobi konusunda ön yargılarımız yok diyoruz. Burada olanları da kırmak için eğitimler alıyoruz ama öyle bir anda da yok olmuyorlar ki..  Düşünüyorum da; Benim sevgilim veya bir yakınım,  HIV+ olsa, onunla ilişkime devam eder miyim? ona dokunmaktan çekinir miyim? Yoksa sevgi bunun üstesinden gelir mi? Hiç bilemiyorum…

 Yerimden kalkarak ona doğru yürüdüm ve önünde eğilerek “ellerimi tutar mısın?” dedim…  Tuttu…

Diyerek konuşmama başladım. 4-5 kere benim oturumumu izlemiş ve neredeyse paylaşılmış öyküleri bilen bir kaç eğitmen bile her defasında boğazı düğümlü, gözleri kıpkırmızı oluyor…

Konuşmamı grubun duygu yoğunluğunu kontrol altında tutarak yaparım. Karşımda hassas bir grup (bunu öncesinde gözlemliyorum)olduğu için nabzı çok fazla yükseltmeden tamamladım.

Elini  tut dediğim genç ayağa kalkarak “şimdi benim de yapmak istediğim bir şey var” diyerek yanıma geldi ve bana sımsıkı sarılarak kucakladı !

 

Birkaç dakika önce “Bir HIV+’e dokunmaktan çekinir miyim?” diyen genç şimdi bana sımsıkı sarılıyordu !!!

Karşımda sandalyelerinde U düzeninde oturan gençler kısa bir süre sonra bana daha yakın olabilmek için yanıma, önüme sıralanarak yerlere oturdular…

HIV’in sosyal yönünden sonra, tıbbi boyutunu; bulaş – bulaşmama, korunma yollarını ve evrelerini slaytlarla anlatarak oturumumu tamamladım…

Eğitimden birkaç gün sonra info adresine “ben derneğinize gönüllü olarak destek vermek istiyorum, ne yapabilirim?” diye mailleri gelmeye başlaması bizleri çok mutlu etti