17. si düzenlenen AIDS Konferansına PYD, TurkMSIC/IFMSA (Uluslararası Tıp Öğrencileri Federasyonu) ve Y-Peer temsilcisi olarak katılma şansını yakaladım.
Temsil ettiğim kuruluşların çeşitliliğinden de görüldüğü gibi yoğun ve de dolu bir konferans geçirme fırsatım oldu. Sabahın erken saatlerinde başlayan maraton, akşam geç saatlere kadar sürdü.
PYD olarak Küresel Köyde açtığımız stantta Türkiyeye karşı büyük bir ilgi olduğunu gözlemledim. Dünyanın dört bir yanından standımıza gelen çoğu insan tarafından kara bir gölge olarak tariflenen ülkemizin, insanların büyük ilgisini çektiğini farkettim. Stantta durduğumuz süre boyunca Türkiyenin sloganımızda da olduğu gibi daha fazla pozitif ilgiye ihtiyacı olduğunu, mevcut olan durumun sadece bizim görebildiğimiz kısmı olduğunu insanlara iletmeye çalıştık.
IFMSAin Türkiye ayağı olan TurkMSICı temsilen de geçen sene içerisinde başlatmış olduğumuz, BM Tema Grubu ve TurkMSICın ortak çalışması olan Türk Tıp Öğrencilerinin HIV/AIDS alanındaki bilgi ve tutum araştırmasının sonuçları ile bir poster sunumu yapma fırsatı yakaladım. Bu poster üzerinden, Türkiyede HIV + kişilere yönelik, hastane ortamında sağlık çalışanları tarafından yapılan ayrımcılık ve damgalanma üzerine tartışma imkanı buldum. Ve bu konuşmalar sırasında hastanelerde karşılaşılan bu ayrımcılığın sadece ülkemize özgü bir sorun olmadığını, her ülkede benzer sorunlar yaşandığını farkettim. Bizim de bu sene üzerinde durmayı planladığımız gibi tıp eğitimindeki HIV + kişilere yaklaşım, hasta-hekim arasındaki mahremiyet sözleşmesi konularındaki eksikliğin giderilmesine yönelik çalışmalar yapılması gerekliliği konusunda daha da emin adımlarla ilerlenmesi gerektiğini anladım.
IFMSAi temsilen ise Hırvatistandan bir diğer tıp fakültesi öğrencisi arkadaşım ile birlikte GIPA (Greater Involvement of PLHIV) yani HIV + kişilerin HIV/AIDS alanında yapılan projelerde aktif rol oynamasının, projelerin gidişatını ve sonuçlarını etkilemesine yönelik olan bu prensip hakkında bir çalıştay düzenledik. Birçok ülkeden katılımcının olduğu çalıştayda, bu konunun sağlık çalışanlarının ayrımcılık ve damgalanma konusunda hassaslaştırılması bağlamında çözüm önerileri oluşturulması üzerine tartışma fırsatı yakaladık.
AIDS konferansı sırasında katıldığım seminer ve toplantılar sayesinde ise Türkiyede karşılaştığımız sorunların diğer ülkeler tarafından da yaşandığını, çözüm önerilerinin uluslararası bağlamda alınması gerekliliğini, HIV/AIDS koruma ve önleme çalışmaları yanında ülke politikalarının bu aktiviteleri desteklemesinin gerektiğini ve ayrıca yüksek risk altındaki grupların bu alanda aktif olarak yer almasının HIV/AIDS epidemisi üzerinde büyük bir etkisi olduğunu gözlemledim.
AIDS alanında yapılan en büyük uluslararası konferans olma özelliğine sahip 2008 AIDS Konferansında, Türkiyeyi temsil eden tek kurum PYD olmuştur. Bu da PYDnin bu alanda yürütülen çalışmalar açısından öncü rol oynadığını bir kez daha göstermiştir.