 |

|
Bültenimizdeki Konu Başlıkları
-
Ne dirisine, ne de ölüsüne rahat!
-
STGM ile birlikte Sivil Toplum Kuruluşlarına HIV/AIDS
Semineri Verdik!
-
3 Eylül'de Antalya Yerel Basınıyla bir araya geliyoruz!
-
Derneğimizin bu ay ki stajyerlerinin, bizimle kesişen
öyküleri..
-
Bir Vaka Nasıl Yönetildi? - Erdem AKTER
-
Bu yıl sonuna doğru çıkması beklenen HIV aşısının detayları..
-
HIV'le yaşayan aile bireylerinin yapısı (Çeviri:
Pınar Öktem)
-
Ege Üniversitesi'ne bağlı HIV/AIDS Uygulama ve
Araştırma merkezi kuruldu!
-
Açık Radyo'da hak ihlallerini ve PYD gündemini konuştuk!
-
HIV tedavisine başlarken bilinmesi gereken önemli unsurlar..
|
|

|

|

|
Ne dirisine rahat, ne de ölüsüne rahat…
Hemen hepimiz Türkiye’de ilk görülen HIV pozitif kişinin M.E.
olduğunu hatırlarız. 1985 yılında yaşanan bu konu medya gündemini
günlerce
sarstı. M.E.’nin
tüm özel hayatı didik didik edildi. Bilgisizlik, ön yargılar,
ihlaller, tecrit ve yalnızlık…
Yapıştırılan etiketler sökülemedi…
|

|
M.E. 1992 yılında yaşama gözlerini kapattıktan sonra da uğradığı
ihlaller bitmedi. Bu kez de basında, ilaçlı suda yıkanıp, naylona
sarılan ve çinko tabuta konularak bir kireç kuyusuna gömülen
cenazesinin boy boy haberleri yer aldı.
2005 yılında İ.U’nun vefatının ardından da benzer olaylar yaşandı.
Medyada Iğdır Belediye Başkanı Nurettin Aras’ın yaptığı açıklama
yer aldı: "İnsanların sağlıkları
ile oynamanın cinayet olduğunu düşünüyorum. Iğdır’da bir vatandaş
AIDS’ten hayatını kaybetti. Defin esnasında bizim ne çektiğimizi
bir Allah bilir. AIDS’li kişi vefat edince virüs ölmüyor.
Yer altı sularıyla, içme suyuna çok rahat bulaşabiliyor. Iğdır
Asri Mezarlığı’nda yerin 4 metre altına mezar çukuru kazdık.
Ama taban suyu çıktı, mezarı kapatmak zorunda kaldık. Başka
bir yerde yeniden 2 metre derinliğinde yeni bir mezar daha kazdık.
Mezarın etrafını betonladık. Cesedi çinko tabut içine koyduk.
Tabutun etrafını, mezarın içini ve dışını kireçledik. Öyle gömdük"
Hala bilgisizlik, ön yargılar ve ihlaller silsilesi…
Aradan yıllar geçti ve HIV/AIDS Dünya Sağlık Örgütü tarafından
ölümcül hastalıklar listesinden çıkartılarak kronik hastalıklar
listesine alındı. Bulaş yollarından çok “bulaşmama” ve korunma
yollarını öğrendik. HIV Pozitifler tedavilerine erişebildikleri
sürece işlerine, okullarına, yaşamlarına devam ediyor.
Yine aradan yıllar geçti ve 2009 yılına geldik…
Bu seferde 12 Ağustos 2009 günü HIV/AIDS ile yaşayan arkadaşımız
Ö.N’yi kalp yetmezliği nedeniyle kaybettik.Devamı
için
tıklayınız
|
|

|
Sivil Toplumu Geliştirme
Merkezi ile birlikte Sivil Toplum Kuruluşlarına HIV/AIDS semineri verildi!
|
06 Ağustos 2009 günü İstanbul Larespark Hotel’de «Türkiye’de
Sivil Toplumun Gelişiminin ve Sivil Diyaloğun Desteklenmesi» projesi
kapsamında HIV/AIDS ile Yaşayan Bireylerin Hakları ve Hak Örgütlerinin
Rolü semineri gerçekleştirildi. Sivil Toplumu Geliştirme Merkezi
(STGM)’nin Pozitif Yaşam Derneği (PYD)uzmanları ile düzenlediği
seminere Kadın, Çocuk, Gençlik, LGBTT ve mültecilerle ilgili çalışan
Sivil Toplum Örgütlerinden toplam 21 katılımcı katıldı.
Seminerde, Dernek üyelerinden İletişim uzmanı Rasim Domaç, Pozitif
Yaşam Destek Merkezi Vaka Yöneticisi Tekin Tutar ve Uzman psikolog Murat
Yüksel ve Arzu Kaykı eğitmen olarak bulundu.
İlk kez gerçekleşen bu eğitimde önce katılımcıların kendilerini,
örgütlerini ve HIV/AIDS ile ilgili mevcut tecrübe ve bu seminere katılma
motivasyonları konuşuldu. Sabah ilk oturumda HIV/AIDS Tıbbi sunum yapılarak
HIV/AIDS, bulaş yolları, klinik seyri, tedavisi konularında temel bilgiler
paylaşıldı ve sorular cevaplandı. İkinci bölümde ise HIV/AIDS Ayrımcılık
ve Damgalanma (görülmeyeni görmek) başlıklı sunum eşliğinde HIV/AIDS‘e
yönelik ayrımcılık ve damgalanma sebepleri ve sonuçları ile tartışılırken
diğer gruplara yönelik ayrımcılık ile benzerlikleri de tartışıldı.
|
 |
Öğleden sonraki 2 oturumda da Türkiye ve Dünya’da HIV/AIDS aktivizmi
ve Türkiye’de hak ihlalleri durumu sunumları yapıldı. Seminerin son
bölümünde seminere katılan STK'ların ilgi alanlarına uygun olarak derlenmiş
(mülteci, çocuk, kadın, LGBTT, gençlik) 5 başlıkta vakalar sunuldu.
Grupların her birine yönelik vakaları tartışmaya açarken, vaka
çözümlemesi için öneriler geliştirildi. Genel olarak STKların pek çoğu
bu alanda yapmaları gereken çalışmalar için çeşitli öneriler geliştirdi.
Pozitif Yaşam Dernği ile bu gibi vakalar için nasıl bir işbirliği yapılabileceği
ve süregelen yaptıkları çalışmaların içine HIV/AIDS’i nasıl entegre
edebilecekleri tartışıldı. Kapanış oturumunun ardından eğitim sona erdi.
Özellikle Türkiye’de geri plana atılmış bir konu olan HIV/AIDS,
STKların da bilgili ve yetkin olmadığı bir konu olarak ilgi gördü. Seminer
gerek STKların bir arda çalışmasına örnek olşturmak, gerekse HIV/AIDS
gibi zorlu bir konuda güzel bir işbirliği ve sinerji olması adına örnek
bir çalışma oldu. Bu verimli eğitim için STGM’ye teşekkür ederiz.
|

|
|
Türkiye’de HIV ile
yaşayanların sayısı günden güne artıyor... Hem Türkiye’nin büyük illerinden
olması hem de en büyük turizm beldelerinden olup her yıl binlerce yerli-yabancı
turist ağırlaması dolayısıyla Antalya, HIV vakalarında 4. sırada
yer alıyor. Siz değerli basın mensuplarına HIV/AIDS ile ilgili doğru
bilgileri vermek ve sizler vasıtası ile toplumda farkındalık, konuya
duyarlılık yaratmak için bir basın toplantısı düzenliyoruz.
Sizleri
3 Eylül 2009 Perşembe günü saat: 11:00’de Antalya Gazeteciler
Cemiyeti’nde
HIV/AIDS’i korkmadan, bilgilenerek konuşmak
için,
bizimle olmaya davet ediyoruz..
Yer:Antalya Gazeteciler
Cemiyeti Toplantı Salonu
Atatürk
Cad. Sinan Mah.Uçar
İşhanı Kat:8(Lokalin olduğu yer) KALEİÇİ-ANTALYA
|
İstanbul’da yürüttüğümüz
çalışmalar neticesinde son 3 yılda yaklaşık 400 HIV+ (HIV pozitif) kişiye
ulaştık. Derneğin HIV ile yaşayanlara ve yakınlarına ücretsiz sağladığı
profesyonel hizmetler (enfeksiyon doktoru, psikolog, beslenme uzmanı,
avukat ve sosyal hizmet uzmanı), akran desteği, hasta destek grup çalışmaları,
eğitimler ve sosyal faaliyetlerle HIV+’lerin doğru bilgilere ulaştıklarında
ve yalnız olmadıklarını hissettiklerinde tedaviye iyi uyum sağladıklarını,
destek hizmetlerinin tedavinin başarısına olumlu katkılar sağladığını
gözlemledik. (Katılımcılar ve toplantı detaylarını öğrenmek için lütfen
tıklayınız
|

|

|
İnsanlar neden birbirlerini dinlemezler? Neden birbirleri arasında
fark olduğunu düşünüp kimini kendinden aşağılık, kimini de (genelde
olmaz ama) üstün görürler? İşte bu sorularla aktif olarak uğraşmaya
başladığım zamanlara rastlar Pozitif Yaşam Derneği’nin adını
ilk duyuşum. Herkesin birbirini dinlemesi, anlaması ve önyargılarını
yıkması için küçücük bir adım atmak için bir grup insan toplandık
(AEGEE-Ankara İnsan Hakları Çalışma Grubu) ve “Yaşayan Kütüphane”yi
yeniden hayata geçirdik. Takdir edersiniz ki kendisine karşı
önyargı zırhının kırılamadığı bir “başlık” daha vardı: “HIV
pozitif insan”. Bu konuda bilgi ve yardım almak için Türkiye’de
bizim ve çoğu insanın aklına ilk gelen güvenilir dernek olan
Pozitif Yaşam ile görüştük.
Bizden yardımlarını ve en önemlisi güler yüz ve dostluklarını
esirgemediler. İşte Pozitif Yaşam böylece hayatıma girmiş oldu.
Yaşayan Kütüphane ile bu eşitsizlik ve önyargı konularının biraz
da olsa engellenebildiğini, zarar görebildiğini görmüştüm. Yani
harekete geçmek, bir yerden başlamak... Devamı için
tıklayınız
|
Ben Gülçin YILMAZ. Boğaziçi Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik
Danışmanlık,3. Sınıf öğrencisiyim. İstanbul’da yaşıyorum.
Bundan 2 yıl önce, bir üreme sağlığı projesinin eğitiminde,
gözlerimizi kapamamızı istediler. Bize HIV olduğundan şüphelenen
birinin hikâyesini anlattılar. Sonra bu kişi, hikâyenin sonunda
test yaptırıyordu. Testin sonucunun bulunduğu zarf elindeydi.
Tam da burada hikâye bitiyordu. Oyun başlamadan önce de bizim
önümüze, oyundan sonra açmak kaydıyla renkli kâğıtlar verilmişti.
Hikâyedeki o kişi şimdi bizdik ve testin sonucu da önümüzdeydi.
Gözlerimi açıp kâğıdı aldığımda ellerim titriyordu. Ya sonuç
Pozitif ise? Ya kanımda varsa… Ne olacaktı şimdi? Ölecek miydim,
yoksa onları korumak adına sevdiklerimden mi uzaklaşacaktım?
Peki ya çevremdeki insanlar öğrenince uzaklaşırlar mıydı benden?
Yıllarca alışveriş yaptığım bakkal ya da yemeğimi bile paylaştığım
arkadaşım soğur muydu benden? Yoksa daha 20’li yaşlarda ölecek
miydim? Halbuki daha hayallerim vardı... Devamı için
tıklayınız
|
|

|
Bir Vaka nasıl yönetildi?
|
Bilindiği üzere Pozitif Yaşam Derneği öncelikle HIV’le yaşayan
kişilere profesyonel olarak Tıbbi, Psikolojik, Hukuk, Beslenme ve Akran
Danışmanlığı hizmeti sunmaktadır. 2006 yılından bu yana 400’ün üzerinde
HIV+ kişiye bu hizmetleri sağlamış olmakla her zaman övünmekteyiz.
Düzenli olarak verdiğimiz danışmanlık hizmetlerinin yanı sıra
HIV+ kişilere pek çok düzeyde yaşadığı Tıbbi, Hukuki ve Sosyal Vaka
Yönetimi Çalışmaları da faaliyetlerimizin önemli bir ayağını oluşturmaktadır.
|
Fil Dişi Sahilleri vatandaşı danışanımız Sano’nun oldukça kapsamlı
sorununu çözme yöntemimiz önemli bir Vaka Yönetimi örneği oluşturduğundan,
bu vakanın yönetilmesi sürecindeki detayları sizlerle paylaşmayı
önemsiyoruz. Bu vaka HIV + kişilerin maruz kaldıkları sorunların
ne kadar kapsamlı olabileceğine çok iyi bir örnek teşkil ederken,
çok çeşitli ihlal ve mağduriyet çeşitlerinin aynı anda yaşanabileceğini
göstermesi bakımından kurum ve kuruluşlar arası işbirliğinin
önemine de bir kere daha parmak basmaktadır.Danışanımız Sano,
Şişli Etfal Hastanesi ve IIMP (Istanbul Inter-Parish Migrant
Program – İstanbul Kiliseler-Arası Göçmen Programı) gönüllüsü
arkadaşlarımız tarafından Derneğe yönlendirildiğinde CD4 sayısı
30-40 civarındaydı, AIDS evresindeydi ve acilen tedaviye başlaması
gerekiyordu. Ancak Sano, yeni sığınma başvurusu yapmış bir kişi
statüsünde olması sebebiyle herhangi bir sosyal güvence kapsamında
değildi.Yani
tedaviye erişim hakkını gerçekleştire...
Devamı için lütfen
tıklayınız
|
 |
|

|
Temellere Dönüş
Son 20 yılda yapılan
temel HIV araştırmaları, ölümcül bir hastalığı çözülebilir kronik bir
rahatsızlığa dönüştürecek kadar büyük yol kat etti. HIV aşı çalışmaları
başarıdan çok gerileme yaşadıysa da patojenlerin temelleri üzerinde
yoğunlaşan ve yenilenen çalışmalar umut verici.
Dünyanın en geniş Faz-3 çalışmasını içeren HIV-1 adlı aşı, bu
yılın sonlarına doğru ortaya çıkacak. Thai (Tayland?)’nin Chon Buri
ve Rayong yerleşim birimlerinde 16.000 katılımcı ile yapılan RV144 adı
verilen çalışmada, VaxGen ve gp120 kombinasyonu ile desteklenen
Aventis Pasteur’s canarypox vektörü ve ALVAC-HIV’in HIV-1 enfeksiyonunun
bulaştıktan sonra meydana getirdiği viral yükü düşürüp düşürmediği üzerinde
çalışma yapıldı.
|

|
(Adı geçen etken maddelerin ikili kombinasyonlarının birbirlerini
desteklemek suretiyle kullanılmasının HIV-1 adlı virüsü etkileyip
etkilemediği üzerinde yapılan 16.000 kişinin katıldığı bir çalışma)
|
|
2003'ün sonlarındaki denemenin başlarında alevlenen tartışmalara
bakılırsa, durum pek umutlu değildi. Antikorları nötrleyen HIV protein
kılıfını etkisizleştirmesi beklenen aşının gp120 kısmı faz-3 ün erken
evrelerinde test edildi ve başarısız sonuçlar alındı. T hücrelerini
virüse karşı savaşçı hale getirmesi beklenen
Canarypox
elemanı, çok da immunojen
(bağışıklılaştıran/
bağışıklı hale getiren) olmadığı konusunda eleştirildi. Yakında bu eleştirilerin doğru
mu yoksa bize HIV-1 e karşı savaşan bir bağışıklık elemenının nasıl
olacağı konusunda yeni bilgiler mi vereceğini göreceğiz. (Ya
eleştiriler haklı çıkacak, ya da haksız ve bilgilerimize yeni bir şeyler
katan bilgiler verecek bizlere) Yazının devamı için
tıklayınız
|

|
“HIV'le
yaşayan bireylerin aile yapıları”/Çeviri:
Pınar Öktem |
 |
Özetlenen makale:
Prachakul, Worawan,
Grant, Joan S., Pryor, Erica, Keltner, Norman L. and Raper,
James L. (2009) “Family relationships in people living with
HIV in a city in the USA”, AIDS Care, 21 (3), 384-388.
Bu çalışma ABD’nin
güneydoğusundaki bir şehirde yaşayan HIV-pozitif kişilerin aile
yapıları hakkında bilgi toplamak amacıyla gerçekleştirilmiş.
Aile kavramı, bu çalışmada yalnızca kişinin kan bağı ya da evlilik
yolu ile bağlı olduğu kişiler ile sınırlı tutulmamış ve ister
sevgili, ister iş arkadaşı, ister uzak akraba olsun, kişinin
yakın ilişki içinde olduğu, kendisine destek olan ve ailesi
olarak gördüğü kişileri kapsayacak şekilde, daha güncel bir
tanım kullanılmış.
Araştırma HIV'le
yaşayanlara tedavi sağlayan iki sağlık kuruluşunda 150 katılımcı
ile gerçekleştirilmiş. Katılımcıların büyük çoğunluğunu (% 79.3
oranında) 19-68 yaşları arasındaki erkekler oluşturuyor. Yine
çoğu Afrika kökenli Amerikalılardan oluşuyor. Katılımcıların
% 68.7’si bekar, % 48’i heteroseksüel. Ayrıca katılımcıların
yarısının (% 50.7) “engelli” bireyler olduğu belirtilmişse de
makalede bu kişilerin hangi engelli gruplarında olduğu hakkında
hiçbir bilgiye yer verilmiyor. Katılımcıların tanı almalarından...
Yazının devamı için lütfen
tıklayınız

|
|

|
Ege Üniversitesi'ne
bağlı HIV/AIDS Uygulama ve Araştırma Merkezi kuruldu! |
Amacı; HIV/AIDS'e
ilişkin bölgesel verileri toplamak ve analiz etmek, konu ile
ilgili araştırmalar yapmak, risk altındaki gruplar başta olmak
üzere toplumu bu hastalıklar konusunda bilgilendirmek HIV ile
yaşayanlar ve yakınlarına HIV/AIDS konusunda danışmanlık hizmetleri
vermek olan
HIV/AIDS Uygulama ve Araştırma
Merkezi
Ege Üniversitesi
Rektörlüğü'ne
bağlı olarak kuruldu.
Ege Üniversitesinde
de hizmete başlayan Merkezin müdürü Prof. Dr. Deniz Gökengin,
HIV/AIDS ile yaşayan kişilerin oluşturduğu sivil toplum kuruluşları
ile iş birliği içerisinde olacaklarını ve HIV ile yaşayanları
merkezde görev almaları konusunda desteklediğini ifade etti.
Zaten öteden beri Klimik, Pozitif Yaşam Derneği ve Cinsel Yolla
Bulaşan Hastalıkları Önleme Derneği gibi Sivil Toplum Kuruluşlarına
hem üyeliğini hem de hizmetlerini sürdüren Deniz Hocamız nitelikli
tedaviyi ve kaliteli hizmeti bir merkeze taşımak için gereken
tüm bilgi ve birikime sahip olduğundan, bu oluşum derneğimiz
tarafından sevinçle karşılandı.
HIV ile yaşayanların
birbirine danışmanlık yapmasının çok önemli olduğunu dile getiren
Prof. Dr. Deniz Gökengin, "HIV Pozitif bireylerin birbirlerine
danışmanlık yapması çok önemlidir. Yazının Devamı için lütfen
tıklayınız

|
 |
|

|
Pozitif Yaşam
Derneği Açık Radyo'daydı!
|
11 Ağustos 2009'da Açık Radyo’da Gülgün Küçükören'in sunduğu
"Hikayenin Kadın Hali" isimli programdaydık. Türkiye’de HIV
ile yaşayan kişilerin durumuna ve Pozitif Yaşam Derneği’nin
faaliyetlerine ilişkin gerçekleştirilen yayına, Pozitif Yaşam
Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Arzu Rezzan Kaykı ve Yönetim
Kurulu Üyesi Tekin Tutar katıldı.
Derneğin geçmiş yıllarda yürüttüğü ve bu yıl yürütmekte olduğu
çalışmaların konuşulduğu programda, özellikle HIV Pozitif'lerin
insan hakları alanlarında uğradıkları ayrımcılıklara yer verildi.
HIV ile yaşayan bireylerin sağlık hizmetlerine erişiminin önündeki
engeller, HIV Pozitif bireylerin çalışma yaşamında karşılaştıkları
zorluklar ve medyada çıkan negatif haberler gibi farklı alanlardaki
sorunlardan bahsedildi.
Toplumun HIV ile yaşayan bireylere yönelik ayrımcı tutum ve
davranışlarının temelinde bilgisizliğin yattığı vurgulanarak
devletin ve tüm kamuoyunun toplumun HIV/AIDS ile ilgili doğru
bilgilendirilmesine katkı sağlaması talep edildi.
|

|
|

|
HIV
Tedavisine Başlarken.. |
HIV tedavisine başlamanın doğru zamanı bilinmiyor.
Yani doktorunuzla, bireysel anlamda, tedavi için geç olmasını beklemek
yerine, tedaviye başlamanın olası yararları ve riskleri hakkında
görüşmeniz gerekmektedir.Fakat şu anda İngiltere HIV tedavi rehberine
göre eğer HIV’le ilgili bir hastalık taşıyorsanız ya da AIDS evresine
geldiyseniz en kısa sürede tedaviye başlamalısınız.
|
 |
Eğer hastalıkla ilgili herhangi bir belirti yok
ise İngiltere HIV tedavi rehberine göre (2008'de yayınlanmıştır)
CD4 hücresi 350 civarında olduğunda tedaviye başlanmalı. Doktorunuz
CD4 hücre sayınız bu seviyeye düştüğünde sizinle tedaviye başlama
konusunda görüşmeli ve hazır olduğunuzda hemen tedaviye başlamanızı
önermelidir.
Bunlar dışında, İngiltere tedavi rehberi; ne kadar
zamandır HIV taşıdığınıza, kanınızdaki CD4 hücre sayısına ve
kanınızdaki HIV miktarına bağlı olarak, HIV tedavisi olup olmamanız
gerektiğiyle ilgili tavsiyeler vermektedir.
Son zamanlarda
HIV ???
HIV’in bulaştığı andan itibaren geçen ilk 6 aylık zamana, birincil
HIV enfeksiyonu denir. Bu 6 aylık zaman zarfında, herhangi bir
tedavi alarak daha uzun ya da daha sağlıklı bir hayat yaşanabileceğinin
kanıtı yoktur. Ancak, bazı doktorlar, bağışıklık sisteminin
HIV’e bağlı olarak vücuduna zarar vermeye devam edeceği ve HIV’le
savaşma şansının düşebileceği gibi; bu süreçte başlanan tedavi
ile HIV’in kontrol altına alınıp kayıp olabileceği şansının
olduğuna inanmaktadırlar. Yazının devamı için lütfen
tıklayınız
|
|

|

|

|
Pozitif Yaşam Derneği’ne
Bağışlarınız için Hesap Bilgilerimiz:
Garanti Bankası
Cumhuriyet caddesi
Şubesi/İstanbul
Şube kodu :
772
Hesap no :
629 99 21 (TL hesabı)
Hesap adı :
Pozitif Yaşam Derneği |
|

|
|

|

|
Pozitif Yaşam
Derneği’nin Kuruluş Amacı:
HIV/AIDS ile yaşayan
kişiler arasında bir iletişim ağı kurarak tedaviye
erişimlerini kolaylaştırmak, yaşam kalitelerini
artırıcı bilgilendirme çalışmaları yapmak,
kendilerinin ve yakınlarının fiziksel, ruhsal
ve sosyal açıdan güçlenmelerini sağlamak,
yaşadıkları hak mahrumiyetlerinde savunuculuk görevlerini
yerine getirmektir.
|
|
|
***
|
Bültenimiz en iyi
İnternet Explorer 5+ 1024 x 768 piksel ekran çözünürlüğü ile görüntülenmektedir.
PYD © |