Skip to content Skip to footer

1980’li yıllarda dünyada hızla yayılmaya başlayan HIV enfeksiyonunun Türkiye’ye gelmemesi beklenemezdi, özellikle de coğrafi olarak Doğu Avrupa ve Orta Asya bölgelerinin ortasında olduğu göz önünde tutulduğunda.

Türkiye’de ilk vakalar 1985 yılında rapor edilmiştir. Enfeksiyon bu yıllarda bildirimi zorunlu hastalıklar listesine alınmış ve gizlilik kuralları gözetilmek kaydıyla enfeksiyonun bildirimine başlanmıştır.

Ancak ilk yıllarda medyanın da konuya olan ilgisiyle ilk vakalardan olan ünlü Murtaza Elgin HIV ile imtihanda en ağır yaraları alan kişi olmuştur. Hasta hakları ve mahremiyeti hiç sayılarak medya tarafından adım adım takip edilen Murtaza’nın tüm tedavisi manşetlerde ayrımcılık içeren ifadelerle birlikte yer aldı. Tüm ülkeye Murtaza üzerinden bir korku dayatıldı.

Aynı yıl “HIV/AIDS vakaları ile HIV Enfeksiyonu şüpheli ve riskli görülen kişilerin tetkiklerinin yapılması, gerek görüldüğü takdirde yasal ve gizli çalışan genel kadınların ve erkeklerle ilişkiye giren erkeklerin HIV/AIDS bakımından riskli şahıs ve gruplarda tarama maksadıyla tetkiklerin uygulanması Umumi Hıfzısıhha Kanununun 64, 65, 66, 67 nci maddeleri gereğince sağlık kurumlarının yetkisi dâhilindedir” düzenlemesi yapıldı.

1987 yılında Kan/Organ/Doku bağışçılarında, kayıtlı seks işçilerinde ve büyük ameliyatlar öncesinde hastalara serolojik testler uygulanmaya başlandı.

1993 yılında Sağlık Bakanlığı politikalarına yön vermesi ve ışık tutması amacıyla kurulan Yüksek AIDS Kurulu üyelerinden oluşan alt komisyon tarafından hazırlanan rapor doğrultusunda; 

  • HIV enfeksiyonu tanısı, halk sağlığı önemi, 
  • İnsan hakları, kişi özgürlüğü ve yaptırımlar,  
  • Kayıt, bildirim ve izleme, tedavi, 
  • HIV/AIDS hastasının defin işlemi hakkında uygulanacak hususlar geniş olarak açıklandı.

1994 yılında HIV ile yaşayan bireylerin damgalama ve ayrımcılığa uğramalarını engellemek için tanı konulan hastaların bildirimleri isim belirtilmeden kodlu bir şekilde kaydedilmeye başlandı.

1995 yılında yüksek maliyetli tedavileri ödeme gücü olamayan bireyler için yeşil kart uygulaması başlatıldı.

1996 yılında HIV tedavisinde kullanılan baskılayıcı ilaçlar geri ödeme kapsamına alınmıştır. Artık Türkiye’de HIV tedavisi sosyal güvencesi olan bireyler için tamamen ücretsiz verilmeye başlandı. Türkiye’de HIV/AIDS ve cinsel yolla bulaşan diğer enfeksiyonların kontrolü ve yayılımını önleme, ulusal politikaları belirleme, bu doğrultuda ulusal eylem planının hazırlanmasına yönelik tavsiye kararları alma, sektörler arası işbirliğini ve koordinasyonu sağlama amacıyla Ulusal AIDS Komisyonu kuruldu.

2002 yılında Sağlık Bakanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Komutanlığı ve UNFPA işbirliğiyle Türk Silahlı Kuvvetleri Üreme Sağlığı Programı başlatıldı. Bu program ile her yıl yaklaşık 450.000 er ve erbaşa cinsel sağlık, üreme sağlığı, toplumsal cinsiyet ile aile içi şiddet konularında bilgi, beceri eğitimi verildi, tutum kazandırıldı. Bu kapsamda yaklaşık 3 milyon er ve erbaşın eğitimi sağlandı.

HIV ile yaşayan bireylerin bir araya gelerek haklarını savunması, desteklenmesi, ülke çapında farkındalığın yaratılması için HIV ile yaşayan bireyler, alanda çalışan aktivistler ve hekimlerin desteğiyle Haziran 2005’te Pozitif Yaşam Derneğini kurdular.

2007 yılında Ankara, İstanbul, İzmir ve Trabzon illerinde, yüksek risk altındaki topluluklar başta olmak üzere bütün topluma yönelik olarak, HIV/AIDS konusunda ücretsiz danışmanlık ve test hizmetleri ile koruyucu hizmet sunumunun amaçlandığı gönüllü danışmanlık ve test merkezleri (GDTM) kurulmuştur. Bu merkezlerin kurulmasıyla hem sağlıklı toplumun hem de HIV/AIDS riski altındaki grupların kaliteli ve koruyucu sağlık hizmetlerine ulaşması kolaylaştırılmıştır.    

2010 yılında cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların kontrolüne yönelik yürütülen faaliyetlere bilimsel destek sağlamak amacıyla Sağlık Bakanlığı’nca Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar Bilim Kurulu oluşturulmuştur.

2012 yılında Genel Sağlık Sigortası uygulamasına geçilerek tüm vatandaşların sağlık giderleri ödeme güvencesi altına alınmıştır.

2013 yılında basılmış olan HIV/AIDS Tanı Tedavi Rehberi, 2019 yılında çeşitli güncellemeler ile yeniden düzenlenmiş ve yayımlanmıştır.

2014 yılında tek tablet rejimleri geri ödeme kapsamına alınarak HIV ile yaşayan bireylerin tedavi konforları arttırılmıştır.

2015’te 2007 yılında açılan Gönüllü Test ve Danışmanlık Merkezleri, projenin bitişiyle kapanarak tarihe karıştı. Zaman içerisinde bu merkezlerin kapanmasıyla yerel yönetimler anonim ve ücretsiz hizmet veren GDTM’ler açmaya başlamışlardır. Günümüzde Ankara, Bursa, İstanbul, İzmir ve Mersin illerinde hizmet vermekte olan GDTM’ler bulunmaktadır. Şişli Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü ve Pozitif Yaşam Derneği tarafından geliştirilen projelerle İstanbul’da gönüllü danışmanlık ve anonim test hizmetleri yeniden verilmeye başlandı. 2016 yılında Çankaya Belediyesi ve 2017 yılında Beşiktaş Belediyesinin atılımları ile Gönüllü Danışmanlık ve Test Merkezleri açılmış ve  son olarak 2023 Ocak ayında Diyarbakır Dicle Üniversitesinde ücretsiz ve anonim HIV testi sunan bir merkez açılarak hizmet merkezleri sayısında artış gözlemlenmiştir

2016 yılında Pozitif Yaşam Derneği üyeleri tarafından alanda bilgi sağlama ve aktarımı  amacıyla ikinci özne derneği olan Kırmızı Kurdele İstanbul kurularak HIV mücadelesinde sivil toplumun gücü ve çeşitliliği arttırılmıştır.

Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü tarafından açıklanan güncel verilere göre ülkemizde 1985 yılından 7 Kasım 2024 tarihine kadar doğrulama testi pozitif tespit edilerek bildirimi yapılan 45.835 kişinin HIV, 2.438 kişinin ise AIDS tanısı aldığı ve toplamda 48.273 kişinin HIV ile yaşadığı belirtilmiştir. Dünya üzerinde yeni tanı oranları düşüş gösterirken ülkemizde yüksek bir hızla artış göstermektedir.