HIV ve diğer cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların özel bir belirtisi yoktur. Akut dönemde bazı belirtiler görünse de bu belirtiler nezle/soğuk algınlığı ile benzer özellikler taşımaktadır. HIV sadece belirtiler üzerinden veya klinik muayene ile anlaşılabilen bir enfeksiyon değildir. HIV enfeksiyonunu tespit edebilmenin tek yolu HIV testi yaptırmaktır.
HIV’i belirleyen materyallerin vücutta oluşması ve saptanabilir olması için beklenmesi gereken bir süre vardır. Bu süre pencere dönemi olarak adlandırılmakta ve test yöntemlerine ve bireylere göre farklılık göstermektedir. Pencere dönemlerinde HIV’le karşılaşmış olsanız dahi virüs ya da ona ait materyalleri saptanamayabilir. Bu sebeple doğru sürelerde test yaptırmak çok önemlidir. Yaşanılan son riskli davranıştan sonra herhangi bir başka riskli davranışta bulunulmadıysa 45 gün sonra HIV testi yaptırılmalıdır. Son riskli temastan 45 gün sonrasında yapılan testlerin güvenilirlik oranı %99’dur.
HIV’i tespit eden testlerde; virüsün yüzeyindeki proteinler (antijen/ag), virüse karşı bağışıklık sistemini tarafından geliştirilen proteinler (antikor/ab) veya virüsün genetik parçaları (HIV RNA) dikkate alınmaktadır.
P24 Antijen testleri ve Antikor testleri tek başına kullanılan testler değildir. Günümüzde 4. kuşak Elisa yöntemi ile birlikte hem HIV antikorları hem de p24 antijeni tespit edilir.
Antikor Testleri
Antikorlar, bağışıklık sisteminin enfeksiyonlara karşı savunma olarak ürettiği proteinlerdir. Bağışıklık sistemi birçok farklı HIV antijeni için antikor üretir. Tarama testleri (ANTI-HIV) genellikle HIV yüzey proteinlerine karşı oluşan antikorları arar.
Antikor testlerinin doğru sonuç verebilmesi için kanda aranan materyallerin saptanabilir olması gerekmektedir. HIV’e özgü antikorlar, enfeksiyonun yaklaşık üçüncü haftasından itibaren saptanabilir hale gelir.
Antikor testlerinin pozitifliği tanı koymak için yeterli değildir. Nadiren de olsa yalancı pozitif sonuçlarla karşılaşılabildiğinden bu testler Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü laboratuvarlarında doğrulama testi ile teyit edilir. Tarama testi pozitif gelen bir kişinin HIV ile yaşadığını söyleyebilmek için doğrulama testinin mutlaka pozitif olması gerekir.
Olası bir antikor testi pozitifliğinde kan örnekleri referans laboratuvarına kişiye özel bir kod ile gönderilir ve kimlik bilgileriniz tamamen saklı tutulur. Pozitif test sonuçları hiçbir kuruma kimlik bilgilerinizle bildirilmez.
Eğitim Araştırma Hastaneleri, Devlet Hastaneleri, Aile Sağlığı Merkezleri gibi birçok kamu kuruluşunda sosyal güvence kapsamında bu testler ücretsiz olarak yapılmaktadır. Ayrıca tüm özel laboratuvar ve hastanelerde de bu testleri yaptırmanız mümkündür.
Combo Antikor(ab) / Antijen(ag) Testi
HIV enfeksiyonunu tespit etmek için kullanılan bir laboratuvar testidir. Bu test, hem HIV antikorlarını hem de P24 antijenini aynı anda tespit etmektedir. 4. kuşak ELISA testi, enfeksiyondan en az 2 ila 4 hafta sonra yapılmalıdır. Testin bu dönemde yapılması, antikor ve P24 antijeni gibi enfeksiyon belirteçlerinin yeterli düzeyde birikmesi ve tespit edilebilir hale gelmesi için önemlidir.
Ancak erken dönemde yapılan bir testin negatif çıkması enfeksiyonun vücutta tamamen olmadığı anlamına gelmemektedir. Enfeksiyon şüphesi olan kişiler erken dönemde yaptıkları testin sonucu negatif olsa dahi uygun sürelerde testi yenilemeleri gerekmektedir.
Hızlı Tanı Testi (HTT)
Hızlı tanı testleri HIV antikorlarını hızlı bir şekilde tespit etmek için kullanılmaktadır. Gönüllü Danışmanlık ve Test Merkezleri (GDTM) gibi yerlerde tercih edilen bir tanı testidir. Tarama amacıyla kullanılan bu testler ortalama 3 ile 30 dakika içerisinde sonuç verebilmektedir. Parmak ucundan alınan kan örneğinden veya swab testi gibi çeşitli vücut sıvılarından alınan örnekler ile çalışmaktadır.
Hızlı Tanı Testinin pozitif çıkması durumunda laboratuvar temelli 4. kuşak testler tekrarlanması gerekmektedir. Ayrıca yine özellikle kan dışı örneklerin kullanıldığı HTT ile alınan negatif sonucun yine 4. kuşak testler ile tekrar test edilmesi gerekmektedir.
P24 Antijen Testleri
P24, HIV’e ait yapısal bir viral proteindir. Antijen testleri bu proteini saptamaya yönelik geliştirilmiş testlerdir. P24 antijeni kanda antikor oluşumundan önce yüksek seviyelere ulaştığından erken dönemde HIV varlığını belirlemeye yardımcı olur. Ancak serokonversiyon (antikorların tespit edilecek seviyede üretimi) döneminden itibaren saptanamaz seviyelere ulaştığı için uzun dönemde P24 bakılması HIV tanısı için güvenilir değildir. 4. jenerasyon testler hem antikor hem antijen bakan testlerdir.
- jenerasyon kitlerle HIV testi yapan kamu sağlık kurumları dışında P24 testleri sosyal güvence kapsamında kamu kurumlarında yapılmaz.
Viral Yük Testi ( PCR)
Viral yük testi, bir mililitre küp kandaki HIV parçacıklarının sayısını tespit eden bir laboratuvar testidir. Kandaki virüs yükü, geçişin olduğu ilk dönemlerde doruk noktasına ulaştığı için antikor ve antijenlerden daha erken tespit edilebilir. Ancak bu test bir tanı testi değildir. Viral yük testi HIV enfeksiyonu tanısı alan bireylerin enfeksiyon durumlarını ve tedavinin başarısını gözlemek için kullanılan bir testtir. Yalnızca akut HIV enfeksiyonundan şüphelenilen durumlarda hekim önerisiyle viral yük tayini yapılabilir. Bu durumlar dışında hiçbir tanı rehberinde PCR tanı testi olarak önerilmemektedir. Oldukça maliyetli olan bu testleri kamu hastanelerinde tanı için yaptırmanız mümkün değildir.
Bir çok özel laboratuvar, HIV nedeniyle yüksek kaygısı olan kişilerin hassasiyetlerini kullanarak tanı için mutlaka viral yük testi yapılması gerektiğini belirtmektedir. Unutulmamalıdır ki test için giden kişiler özel laboratuvarların öncelikle “müşterisidir”, oldukça maliyetli olan bu test kar amacı güdülerek önerilir.
Pozitif Yaşam Derneği olarak viral yük testinin tanı testi olarak önerilmesi ve uygulanmasını kesinlikle desteklemiyor, uygun sürelerde antikor testlerinin güvenilir sonuçlar verdiğini ve ücret ödemeden kamu kurumlarında güvenle yaptırabileceğinizi hatırlatıyoruz.
* Bu sayfadaki bilgiler Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC), NAM aidsmap internet sitelerinden ve Türk HIV/AIDS Platformu yayını olan HIV/AIDS Tanı İzlem ve Tedavi El Kitabı’ndan (Sürüm 2.0) derlenmiştir.