Mitolojinin en bilinen hikayelerinden biri Sisifos’un hikayesidir. Tanrıları kandırması sonucunda cezalandırılan Sisifos, bir kayayı bir tepeye kadar iter, kayayı tepeye çıkardığında kaya düzlüğe geri yuvarlanır. Sisifos düzlüğe iner ve kayayı tekrar tepeye yuvarlamaya başlar. Bu döngü sonsuza dek devam eder.
Gelgelelim Sisifos’un neden bir kayayı bir dağın tepesine rutin halinde taşımakla cezalandırıldığı ve Sisifos’un uyumsuzluğu ve başkaldıran tutumları bu yazının konusu olmayacak. Bu yazıda tanrılar tarafından cezalandırıldıktan sonra sonsuza dek bir kayayı yuvarlayan Sisifos ile HIV ile yaşayan kişilerin yaşamları arasındaki benzerlikler üzerinde durulacaktır. Bu benzerliklerden ötürü soyut bilgilerle konuşmaktansa günlük hayatta yaşanan örnekler üzerinden gitmekte fayda vardır.HIV ile yaşayan kişiler yaşamlarının her alanında, kayanın tepeye ulaşması ile birlikte aşağı düşmesi sonucunda ovaya inip aşağıya yuvarlanan kayayı tepeye taşımak durumunda kalabiliyorlar.
İşe başvuru süreçlerinde, özellikle sürecin sonuna yaklaşıldığında kaya tepeden geri yuvarlanabiliyor.HIV ile yaşayan bir kişinin iş başvurusunda bulunduğunu ve tüm mülakatlar ve incelemeler sonucunda bu bireyin ilgili pozisyon için ehil bulunduğunu ve yüzlerce belki de binlerce aday arasından seçildiğini varsayalım. Kaya dağın tepesine yuvarlanıyor, neredeyse tepeye çıkıldı ve artık iş sözleşmesi imzalanacak. İşe giriş sürecinde bazı testlerin yapılması gerekiyor. Kişi bu testler arasında HIV testinin de olduğunu görüyor. HIV çalışma yaşamını etkileyen bir statü değil halbuki. Bu testin kite dahil edilmesi sadece test kitini sağlayan şirketlerin işgüzarlığından kaynaklanıyor. Biraz daha gelir elde edebilmek adına HIV testlerini de ekliyorlar kite. Bunun sonucunda HIV testi pozitif çıkan kişi tüm açılardan işe uygun görülmüş olmasına rağmen işe alınmıyor. Kaya tepeye çıkartılmışken birden kendi ağırlığıyla ovaya düşüyor. Kişi, kayayı tekrardan tepeye doğru yuvarlamaya başlıyor.
Bazen kişiler işe başvuru sürecinde kayayı tepeye yuvarlamaya devam ediyor etmesine fakat iş süreçlerinde öyle bir durum oluyor ki kaya bir anda aşağıya düşüyor. Bu örnek için de başka bir kişiyi düşünelim. Bu kişi nasıl olduysa işe girişte bir problem yaşamamış ve kayayı tepeye yuvarlamaya devam etmiş. Bir gün yıllardır beraber işe gidip geldiği iş arkadaşına HIV statüsünü açıklamaya karar veriyor ve paylaşıyor. Ardından elbette bu bilginin aralarında bir sır olarak kalmasını istiyor. Buna rağmen, arkadaşı belki de yaptığının bir suç olduğunu bilmeden bu bilgiyi başkalarına anlatıyor ve bu bilginin şirket içinde yayılmasına neden oluyor. Bunun sonucunda kişinin HIV statüsü şirket içinde yayılıyor ve şirket sahibi de bundan haberdar oluyor. Şirket sahibi bu kişiyi HIV statüsü nedeniyle işten çıkartıyor. Bunun yaparken, işten çıkarma nedeni olarak kişinin HIV statüsünü belirtmiyor tabii ki. Bunun yerine iş performansının yetersiz olduğunu belirtiyor. Sonuç olarak tüm çabalarla tepeye doğru yuvarlanan kaya, tekrardan tepeden aşağıya yuvarlanmış oluyor. Kişi düzlükteki kayayı tekrardan tepeye yuvarlamakla yetiniyor.
Bazen doktorların tutumu da kayanın düzlüğe geri yuvarlanmasına neden olabiliyor. Buna örnek olarak başka bir HIV ile yaşayan kişiden bahsedelim. Mutlu bir evliliği var. Belki hayatı geri kalan açılardan da çok iyi gidiyor. Kendi için çok pozitif ilerleyen hayatında bir de hamile olduğunu öğreniyor. Eşiyle birlikte evlat sahibi olmayı planlamaktaydılar zaten. Mutluluklarına yeni bir mutluluk katılmış oluyor. Dokuz aya yakın bir süre geçtikten sonra doğum için hastaneye gidiyorlar. Annenin HIV statüsü ortaya çıktığında hekim doğum yapmayı reddediyor. Herhangi bir bulaş riski olmadığını en çok bilmesi gereken, bu alanda ihtisas yapmış hekim doğumu reddediyor. Belki o yapmazsa başkası yapar diyenler olacaktır. Burada bence dikkat edilmesi gereken nokta orası değil. Bireyin ayrımcılığa uğraması ve farklılaştırılması bireyin motivasyonunu zedeler. Dolayısıyla buradaki kayanın sürüklenmesi sürecini biraz daha mental açıdan düşünmek gerek. Mental açıdan kaya tepeye taşındıktan ve mutluluklara yeni mutluluklar katıldıktan sonra doktorun bu ayrıştırıcı tavrı sürüklenen kayayı tekrardan düzlüğe indiren etken olur ve birey mental açıdan kayayı tepeye yuvarlamaya devam etmek durumunda kalır.
Bu döngüler bu şekilde devam eder. Kaya hiçbir zaman çıkarıldığı yerde, tepede, kalmaz. Burada Albert Camus’un da Sisifos Söylemi denemesinde Sisifos için söylediği gibi, bu rutinde trajik olan HIV ile yaşayan kişilerin hayatlarının bir kısmında HIV statüleri nedeniyle ayrımcılığa uğrayacaklarının farkında olmasıdır. Bu farkındalığa rağmen HIV ile yaşayan kişiler kayayı tepeye yuvarlamaya devam eder. Burada yazının başında da belirtildiği gibi, amacımızın Sisifos’un cezalandırılmış olması ile HIV statüsü arasında bir bağ kurmak olmadığını belirtmekte fayda var. Amacımızın Sisifos’un rutini ile HIV ile yaşayan kişilerin yaşadıkları zorluklar arasında bir bağ kurmaktır. Bir gün o kayaların tepeden aşağıya yuvarlanmaması dileğiyle…
Cemal Can Saral