AIDS 2018’de HIV ile yaşayıp, tam bir şifaya kavuşmuş ilk kişi olan Timothy Brown Pozitif Flamayı yakıyor. İlk defa başlanan bu gelenekle birlikte bundan sonra her AIDS konferansta şifaya kavuşmuş daha fazla insanın bu flamayı taşıması hedefleniyor. Bunun yanında konferansta çok farklı protestolar yapılıyor. Protestoların çoğunluğu AIDS2020’nin ABD’de yapılmasına karşı düzenleniyor. ABD Başkanı Trump’a yöneltilen eleştiriler, getirilen seyahat kısıtlamaları sebebiyle birçok grubun desteğini alıyor. Bu kampanyaya dair web sitesi: AIDS2020ForAll.org
Flamanın yakılması ve protestolara sahne olan ana oturumun başkanlığını 1983 yılında HIV virüsünü keşfetmiş olan Prof. Dr. Françoise Barré-Sinoussi yaptı. HIV/AIDS alanında uzun yıllardır bulunan bilim insanları ve aktivistlerin yer aldığı oturumdan bazı izlenimler:
-HIV ile yaşayan bireylerin ölüm sebeplerinin başında gelen(yılda 500.000) Tüberküloz(TB) ve bunun yanında Diyabet hastalığı ile yapılması gereken mücadele ele alındı. HIV ile yaşamanın Diyabete sebep olması ve Diyabetin TB ile ilişkisi hakkında değinilen nokta yeterli besin ve adaletli gelir dağılımının tartışılmaz etkisiydi.
– Sigara kullanmanın yol açtığı birçok sorunun yanında HIV ile yaşayan bireylere etkisi de dramatik. Bu anlamda HIV işe yaşayan bireylerde sigara kullanımı uzun vadede yaşam beklentisini büyük ölçüde azaltıyor.
– 2020 için konulmuş 90-90-90 hedefine ulaşılırken HIV epidemisinin geleceğini %10 etkileyecek. Önemli olan hedeflere ulaşırken kimseyi geride bırakmamak adına her grubun önceliklerinin dikkate alındığı programlar geliştirilmesi.
– HIV ile yaşayan birey sayısında 2004’ten beri gözlenen azalış ve gelişmelerin olması rahatlamaya sebep olmamalı. Geçmiş enfeksiyonlardan paylaşılan bazı örnekler bize ne zaman enfeksiyonla mücadelede rahatlamaya birlikte fon kesintisi olmuşsa enfeksiyonun yeniden eski oranlara ulaştığını gösteriyor. Bu veriler ışığında yerel, ulusal ve uluslararası fonların azalmaması yönünde savunuculuk yapılması gerekiyor.
-HIV/AIDS alanında 35 yılı geçkin araştırma süreci önemli kazanımlarla devam ediyor. Bu anlamda araştırma alanları oldukça büyük. Her ne kadar önlemeye yönelik fonlar az olsa da aşı çalışmaları büyük bir hızla devam ediyor. Bu anlamda 2030’da HIV’i tamamıyla elimine etmek için en hırslı uğraş bu alanda verilmekte.
-HIV yayılımı ve tedaviye ulaşma oranları var olan eşitsizlikler ile tam anlamıyla örtüşüyor. Amerikadaki homoseksüel erkeklerde HIV riski oranları beyazlar için 1/11, Hispanikler için 1/4, Siyahlar için 1/2. Bunun en önemli sebebi gelir ve bilgi yayılımı adaletsizliğinde yatıyor. İşte bu sebeple HIV/AIDS söz konusu olduğunda mücadelenin temelini insan hakları bilinci oluşturmalı.
– Son olarak Dr. David Malebranche çok önemli bir çağrıda bulundu. Konferansta bulunan doktorların yapması gerekenin ilk olarak sağlık sisteminin ürettiği damgalanmaya işaret etmek olduğunu söyledi. Sağlık çalışanları insanlar neden test olmuyor, neden tedaviye ulaşmakta sorun çekiyor gibi konuları konuşurken aynaya bakmayı unutabiliyor. Bu bağlamda sorulması gereken ilk soru ”Bizim sağlık sistemimiz herkes için erişilebilir mi? İnsanlar herhangi bir ayrımcılığa maruz kalmadan sağlık hizmeti alabileceğini düşünüyor mu? Tüm bu epideminin ortasında bizim hatamız nerede?”